2010 Yenizelanda depremi sonrası çekilen bir fotoğraf.

Rusya’nın Rudnya bölgesinde yangın sonrası çekilen görüntü.

1500 balığın bulunduğu bu akvaryum, aslında bir asansörün içi.

Soğuk bir kış gününde hayalet Jeep.

Camlarla kaplı bir plaj.

Yarı zebra, yarı at olan bir hayvan.

İngiltere’de bulunan bir baraj gölü.

Denizin altında gizlenen bu yosunlar bir Ahtapot’un kolları gibi.

Saint Martin havaalanı.

Güney Kore’de bir dağın üzerinde bulunan Sun Cruise oteli.

Avustralya’da bir rüzgar festivali.

Sonrası Photoshop Gibi Görünen Ama Gerçek Olan Fotoğraflar Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon 5D Mark IV İncelemesi ve Teknik Özellikleri

Canon 5D Mark IV fiyatı ve teknik özellikleri itibariyle çok rağbet gören bir fotoğraf makinesi. Fotoğrafseverlerin tutkuyla bağlandığı 5D serisinin Ağustos 2016 itibariyle son üyesi olan Canon 5D Mark IV magnezyum alaşımlı bir gövdeye sahip. Bünyesinde 30,4 Megapiksel tam kare CMOS sensör bulunduruyor.

DIGIC 5+ yerine kullanılan yeni DIGIC 6 işlemcisi sayesinde çok daha üstün performans sergiliyor. Saniyede 7 kare (fps) çekebilen Canon 5D Mark IV’ün ISO hassasiyeti ise 102.400’e kadar çıkıyor. 61 adet AF noktasına sahip olan bu muhteşem makinenin minimum deklanşör hızı (shutter speed) 30 saniye, maksimum enstantane hızı ise 1/8.000.

Canon’un yeni üyesi Canon 5D Mark IV’ü kardeşi Canon 5D Mark III‘ten ayıran diğer bir fark ise 4K video çekimi yapabilmesi. 29.97p, 24p ve 23.98p’de 4K video kaydı yapabilen fotoğraf makinesi, 120p’de 720p video kayıt performansı sunuyor. MPEG-4 ve Motion JPEG gibi video formatlarını destekleyebilen fotoğraf makinesi Mini HDMI ve USB 3.0 bağlantılarının yanı sıra artık hemen hemen her yeni modelde bulunan Wi-Fi ve NFC özellikleri de bünyesinde barındırıyor. Bu bağlantılar vasıtasıyla makinenizde çektiğiniz fotoğrafları bilgisayarınıza, mobil cihazlarınıza ve sosyal medya hesaplarınıza yüklemek çok daha kolay bir hal alıyor. Piliyle birlikte toplam 890gr. ağırlığı bulunan fotoğraf makinesi tam şarjla 900 kare çekim yapabiliyor. Canon 5D Mark IV’ün bünyesinde dahili GPS bulunduğundan da bahsetmeden geçmeyelim.

 Canon 5D Mark IV Özellikleri

• 30.4 Megapiksel Fotoğraf Çözünürlüğü
• 36 x 24 mm CMOS sensör
• Dokunmatik LCD Ekran
• Dual Pixel RAW
• Dual Pixel CMOS AF
• saniyede 7 fps
• 150.000 ISO
• GPRS
• Dahili Wi-Fi NFC
• 4K Video (8mp fotoğraf yakalanabilir)
• Digic 6+ işlemci

Fotoğraflarda görüldüğü gibi bundan önceki modelden farklı olarak Canon sol alta koyduğu model yazısını sol üste yerleştirmiş. Sol alt tarafa ise uzaktan erişimi sağlayacağı düşünülen yuvarlak bir eklenti yapılmış.

Arka tarafında ise joystickin hemen altında yeni bir düğme göze çarpmakta. Ne yazık ki bu düğmenin ne işe yaradığı daha belli değil.

Canon 5D Mark IV vs 5D Mark III

	EOS 5D Mark IV	EOS 5D Mark III
Etkin piksel	Yaklaşık 30,4 megapiksel	Yaklaşık 22.3 megapiksel
Dual Pixel RAW	Görüntüde Mikro Ayarlama, Bokeh Geçişi, Gölgelenme Azaltma	Mevcut değil
f/8’de AF noktaları	61 noktaya / 21 çapraz tip AF noktasına kadar (hepsi ayrı ayrı seçilebilir)	1 AF noktası
Ölçüm Sensörü	Yaklaşık 150.000 piksel RGB+IR sensörü (Özel DIGIC 6 işlemci)	63 bölge ölçüm sensörü (Yalnızca Parlaklık ölçümü)
Sürekli Çekim	Maks. yaklaşık 7 fps, tam AF / AEMaks. yaklaşık Servo AF ile Canlı Kontrol modunda 4,3 fps	Maks. yaklaşık 6 fps, tam AF / AE Maks. yaklaşık Servo AF’siz Canlı Kontrol modunda 6 fps
4K EOS Filmler	25/30p’ye kadar DCI 4K (maks. 29 dk 59 sn)	Mevcut değil
Diğer Filmler	50/60p’ye kadar Full HD, 100/120p’ye kadar HDHDR Film, Zaman Atlamalı Film	50/60p’ye kadar Full HD, 25/30p’ye kadar 640×480
Filmlerde AF	Dual Pixel CMOS AF	Kontrast Algılamalı AF (Servo AF yok)
LCD Ekran	3,2 inç, yaklaşık 1,62 milyon nokta, dokunmatik kontrol	3,2 inç, yaklaşık 1,04 milyon nokta, dokunmatik kontrol yok
GPS	Dahili, otomatik saat güncellemeleri	Harici aksesuar
Wi-Fi	FTP/FTPS desteği ile dahiliCanon Camera Connect uygulaması ile uyumlu	Harici aksesuar

  Kutu içeriği

• Canon EOS 5D Mark IV
• Battery Pack LP-E6N
• Battery Charger LC-E6E
• Eyecup Eg
• Wide Strap
• Interface Cable IFC-150U II
• Cable Protector
• EOS Digital Solution Disk

Sonrası Canon EOS 5D Mark IV İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon 80D vs Nikon D7200 karşılaştırması ile kardeşi kardeşe düşman eden savaşta yeni bir cephe daha açıyoruz.

Canon ve Nikon kullancılarının 100 Yıl Savaşları’na dönen mücadelesi Canon’un 2016 yılının başında Canon 80D’yi duyurmasıyla yeni bir boyut daha kazandı. Nikon D7200’ü 2015’te çıkarmış ve Nikon kullanıcıları bu segmentte bariz bir üstünlük kazanmıştı. Ancak Canon cephesi boş durmadı ve spekülasyon yaratacak yeni makinesiyle tartışmaları alevlendirdi. Şimdi bu savaş alanını terk edip bir tepeye çıkalım ve sakin kafayla hangisinin daha iyi olduğunu anlamaya çalışalım.

Sensör

Sensör birliklerinin kapışması kıran kırana geçmişe benziyor. Şuradan ele almaya başlayalım; iki makine de 24.2 MP gücünde. 80D DIGIC 6 işlemci kullanıyor, D7200 ise EXPEED 4. İşlemci konusunda hangisinin iyi olduğunu söylemek bizi iki grubun arasında bırakır ama şu bilgi bize bir yönelim kazandırabilir; 80D 1.6 crop çarpanlıyken 7200D 1.5 crop çarpanına sahip. Ha bu çok mu büyük bir fark, değil. Ama gözü dönmüş bu düşmanlar için bu kadarı bile bir kazanımdır.

ISO Performansı

Savaşlar eskiden gündüzleri yapılır, saflar geceleri dinlenip güç toplarlarmış. Ama artık durum öyle değil. Fotoğrafçılar artık gözlerinin bile seçemediği karanlıkta fotoğraf çekmek istiyor, firmalar da bunu sağlayabilmek için var gücüyle çalışıyor. 80D çıkmadan önce beklentiler çok yüksekti ama gerekli tatmini sağlamadı. Canon 80D baz ISO değeri olarak 16,000 değerine çıkabiliyor. Makineyi kurcaladığınızda ise size verebildiği en yüksek değer 25,600. D7200 kullananlar şu an ellerini kovuşturmaya başladı. Çünkü Nikon D7200’de bu rakam 25,600. Arttırılmış ISO da ise 51,200 – 102,400 değerleri arasında çalışma imkanı veriyor. Bu cephe Nikon D7200’ün.

Seri Çekim Performansı

Fotoğrafçılığı “An’ı Yakalamak” olarak yorumlayanlar bir makineyi eline aldığında hemen seri çekim özelliğini test ederler. Saniyede kaç kere çekebileceğini bilmek, özellikle hareketli konuları çalışanlar için çok önemli. Söz konusu bu iki makine de isi durum şöyle. 80D saniyede 7 kare çekim şansı veriyor, D7200 ise 6. Nikoncu arkadaşların “Hayır, eksik bilgi!” dediklerini duyar gibiyim. Evet, eksik; çünkü D7200 1.3 croplu modunda saniyede 7 kare çekebiliyor. Rakamlar eşitlermiş gibi gösterse de Canon psikolojik bir savaş kazanmış gibi duruyor.

AutoFocus

İki taraf da birbirine üstünlük sağlayamamışken makinelerin AF noktası sayıları konusunda da tartışmaya gebe bir durum söz konusu. Bir sene önce çıkan D7200’de 15’i cross-type olmak üzere 51 AF noktası bulunuyor. Genç yetenek 80D’de ise tamamı cross-type 45 AF noktası görüyoruz. Hepsinin cross-type olması mı yoksa daha çok AF noktası mı daha önemli diye bitmek bilmeyen bir tartışma sürerken biz bu başlığı kapatıp yenisine geçiyoruz. Biz değil, rakamlar konuşssun biraz da.

Video Performansı

Çetin bir mücadelenin yaşandığı cephedeyiz, video performans değerlendirmesindeyiz. Video kayıt yapmayan kullanıcılar bile makinesinden iyi bir video performans beklerken 80D ve D7200 “0-0 biten Lecce – Cagliari maçı” misali, yenişemiyorlar. İkisi de Full HD formatta 60fps kayıt yapıyor. Bu artık makinelerde standartlarmış bir durum ve ikisi de bu standardı bozmuyor. Denk rakiplerin mücadelesinden gol sesi çıkmıyor.

Gövde

İçinde ne kadar çok özellik istesek de makinelerimizin hafif olmasını istiyoruz. Taşırken rahat taşıyalım, ergonomik olsun, kolumuzu takatsiz bırakmasın. Bu konfor söz konusu olduğunda 675 gramlık ağırlıyla D7200, 730 gramlık 80D’ye güzel bir çalım atıyor. 55 gramın ne kadar fark ettiği konusunda sabaha kadar tartışabiliriz ama söz konusu Nikon – Canon savaşıysa, çok ağır olduğu sonucuna varırız.

Bu başlığa ek olarak iki makinede de Wi-Fi ve NFC özelliğinin bulunduğu söylemek gerek. “Paylaşmak için yaşayanlar” için bu özellikler artık olmazsa olmaz.

Ekran

“Fotoğraf çekmek” eylemini sadece vizörden bakmak olarak görmek artık tutuculuk kabul ediliyor. Firmalar makinelerinin ekranını olabildiği kadar büyük ve kullanışlı yapmaya çalışıyor; ki kullanıcının talebi de bu yönde. Akıllı telefonlar bize büyük ve dokunmatik ekran ihtiyacı yarattı, Canon da 80D’de 3” inçlik dokunmatik ekran kullandı. D7200 3.2” inçlik ekranıyla bir avantaj elde ettiyse de dokunmatik olmaması sebebiyle rakibine boyun eğdi.

Ama Nikon bu, bu başlıkta da sevenlerinin yüzünü güldürecek bir özellik barındırıyor. 80D’de ekrandaki görüntüyü oluşturan nokta sayısı 1,040,000 iken, D7200 1,228,800 nokta sayısıyla size daha çok detay görme şansı tanıyor.

Doğru bir yazının neyi savunduğu, neyin tarafında olduğu sonuç kısmına gelmeden belli olmalıdır. Ama sizler de farkındasınız ki; bu yazıda böyle bir başarı elde edemedik. İki firmadan birinin sempatizanı olmadığınız müddetçe de açık bir şekilde “Şu daha iyidir.” demek mümkün olmuyor. Bu karşılaştırmada da anladığımız üzere, Nikon ve Canon birbirini sınamaya devam ediyor ve savaşı dengeli şekilde götürmeye de kararlı gibi duruyorlar. Fotoğrafseverler olarak bize de bunun ekmeğini yemek düşüyor. Onlar her yeni makine çıkardığında heyecanlanıyoruz, arkadaşlarımızla tartışıyoruz, hatta yarışıyoruz. Bu sayede de kendimizi geliştiriyoruz.  Şimdi yeniden savaş meydanına dönebiliriz, yeni bir makine çıktığında oturup konuşmak üzere, görüşürüz.

Sonrası Canon 80D vs Nikon D7200 Karşılaştırması Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Drone ve Profesyonel video ekipmanlarıyla tanıdığımız son bir yılda en hızlı büyüyen şirket unvanını alan DJI firması Osmo Mobil’i tanıttı. Sırasıyla Djı Osmo  –  Djı Osmo+  ve şimdi de  Djı Osmo Mobil ile video çekmeyi zor olmaktan çıkartıp fotoğraf gibi günlük hayatımızın bir parçası yapacağa benziyor

Son bir yılda ülkemizde Vlogger (Video Blog) hızla artımış bulunmakta.Video çekmek istediğini ve projelerini bizimle paylaşan Vlogger arkadaşlara verdiğimiz profesyonel çözümler sayesinde ülkemizde de artık çok kaliteli kanallar açılmış durumda.En büyük sosyal medya mecraları olan Facebook , İnstagram ve Twitter‘ de son günlerde yapılan analizlere göre  video (kısa hikaye) paylaşımı %45 artmış.Djı Osmo Mobilin sunduğu 4K desteği sayesinde belgesel, kısa film ve düşük bütçeli aksiyon sahnelerin çekilebilmesi mümkün.Satışa sunulmasıyla birlikte en çok vlog çeken youtuberlerin kullanacağı tahmin ediliyor.

Djı Osmo Mobil hareketli çekimlerde otomatik olarak stabilizayon sağladığı ve Osmo modeline göre farkı üstünde kamerasız gelmesidir.DJI Osmo Mobile, üzerine yerleştireceğiniz telefon ile bağlantı kurarak telefon kamerası ile görüntüleri çekiyor. Bunun yanı sıra yine bazı yenilikler de DJI Osmo Mobile ile birlikte geliyor.Bunlar arasında time lapse özelliği oldukça popüler görünmekte.

Cihazın bluetooth aracılığıyla DJI GO uygulaması ile birlikte kullanıldığında tıpkı Phantom 4 drone modelinde olduğu gibi seçilen nesneyi takip etmesi söz konusu. Cihaz 3 eksenli görüntü sabitleme yeteneği ile muazzam görüntüleri kullanıcılarına ulaştırabiliyor. Osmo Mobile 2.5 saat civarındaki şarj olma süresine sahipken tam dolu bir batarya ile 4.5 saat aktif kullanım gerçekleştirilebiliyor.

DJI Osmo Mobile, Android ve iOS ile uyumlu DJI GO adındaki uygulaması ile birlikte geniş bir yelpazede telefon desteği de sunuyor. 2,5 saatte şarj olan DJI Osmo Mobile, bu şarj ile 4,5 saate kadar kullanılabiliyor. DJI Osmo Mobile,299 dolarlık fiyat etiketiyle DJI’ın internet sitesinde satışa sunulmuş durumda.

Ünlü Türk YouTuber iPhonedo’nun DJI Osmo Mobile için çektiği videoyu izleyerek DJI Osmo Mobile’ı ve neler yaptığını daha net bir şekilde görebilirsiniz.

Ürünün Djı Sayfası için TIKLAYIN

Sonrası Djı Osmo Mobile Geliyor Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Aksiyon kameralarının takım kaptanı GoPro dün gece koşu yoluna pas atılmış Emre Mor gibi depara kalktı ve 3 yeni ürün duyurdu. Bu ürünlerden ilki olan GoPro Hero 5 Black’in teknik özelliklerine yakından bakalım.

GoPro Hero 5 Black

GoPro Hero 5 Black modelinin en göze çarpan özelliği herhangi bir kılıfa veya koruyucuya ihtiyaç duymadan 10 metreye kadar su geçirmez özelliğe sahip olması. Bir önceki model Gopro Hero 4’te su altında çekim yapabilmek için ekstra Gopro Housing satın almanız gerekiyordu bu da ekstra maliyet yaratıyordu üstelik housing sebebiyle kullanımda biraz zorlaşıyordu. Yeni model Hero 5’te artık bu sorunları yaşamadan rahat bir şekilde su altında özgürce çekimler yapabilirsiniz.

Bir önceki model GoPro Hero 4 silverda bulunan dokunmatik ekranın çok daha gelişmiş bir versiyonunu Gopro Hero 5’te görüyoruz. Çok daha iyi bir dokunmatik hassasiyet ve LCD çözünürlüğüne sahip Gopro Hero 5 Black 4K 30fps / 2k 60fps / 1080p 120fps video çekim seçeneklerini bünyesinde barındırıyor. Ayrıca 12 megapiksellik RAW ve WDR fotoğraflar çekebildiğiniz bu model Gopro kameralarında ilk defa kullanılan sesli komut desteğini de içeriyor.

Bu sesli komut özelliği 7 farklı dil ile söylenen komutları algılayabiliyor. Yani siz “GoPro take a photo!” veya “Gopro start video!’’ dediğinizde komutu anında gerçekleştiriyor. Sesli Komut özelliğinin başlangıç için 7 dil seçeneği olduğunu söyleyen firma gelecek günlerde diğer dilleri de sesli komut sistemi içerisine adapte edeceğini açıkladı. Yani ilerleyen günlerde “Gopro, yengenle bi’ fotoğrafımızı çek bakiym.’’ dediğinizde Gopro komutu “Başüstüne, reis!” deyip yerine getirecek 

GoPro yeni modelleriyle birlikte GoPro Plus (Cloud) servisini de duyurdu. Kullanıcılar belli bir ücret ödeyerek içeriklerini bu servise kablosuz şekilde yedekleyebiliyor ayrıca şarj olurken fotoğraf ve videoları cloud hesabına otomatik şekilde yükleme özelliğiyle birlikte Gopro Hero 5 müthiş bir kullanım kolaylığı da sağlamış oluyor.

Aksiyon kamera kullanıcılarının en büyük dertlerinden biri olan videoda titreşim sorunu, yeni gelen elektronik dengeleme sistemi sayesinde Gopro Hero 5’te en aza indirgeniyor. Ayrıca titreşim sorununun çözümünün  üstüne geniş açı lensin kenarlarda oluşturduğu bozulmalar da (lens distortion) yazılımla otomatik düzeltiliyor.

DJI ve Sony’nin aksiyon kameralarında yaptığı atakla GoPro’nun bu alandaki tahtı biraz sallanmıştı. Fakat çıkardığı yeni modellerle birlikte GoPro liderlik bayrağını tekrar eline almış görünüyor. Bu harika aksiyon kamerası elimize ulaşır ulaşmaz çok daha detaylı bir inceleme yazısı ve videosu oluşturacağız.

Blog sayfamızı ve YouTube kanalımızı takip etmeyi unutmayın.

–

GoPro Hero 5 Session İncelemesi için tıklayın.

GoPro Karma Drone incelemesi için tıklayın.

Gopro Hero 5 Black Özellikler:

– 4K 30fps – 2k 60 fps – 1080p 120fps

– 10 Metreye Kadar Su Geçirmezlik

– Dokunmatik 2’’ LCD Ekran

– Wi-fi Dahili GPS ve Bluetooth

– 12 Megapixel Raw ve WDR Fotoğraf

– Elektronik Dengeleme Sistemi (titreşim azaltma)

– Sesli Komut Desteği (7 Dil)

– Stereo Ses Kaydı ve Rüzgar Sesi Kırpma

– Tek Buton Kontrolü

– 12MP/ 30Fps Burst Time Lapse

– GoPro Plus Cloud Servisi

Sonrası GoPro Hero 5 Black Ön İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Gopro Hero 5 Session özellikleri ve fiyatı itibariyle GoPro‘nun dün gece duyurduğu 3 yeni üründen biri. Gelelim aksiyon kameralarının küçük yaramaz çocuğu Gopro Hero 5 Session modeline. İlk session modeli 2015 yılında çıktığında boyutlarından dolayı bir çok kişi GoPro Hero 4 Session modeline bayılmıştı. Diğer GoPro’lardan daha düşük teknik özelliklere sahip olsa da kullanım kolaylığı ve boyutları sebebiyle bir çok kullanıcı ürünü satın aldı fakat görüntü kalitesi maalesef sınıfta kaldı.

GoPro’nun başarısız sayılabilecek Session modelini diriltme çabaları bu yeni dönemde meyvesini vermiş görünüyor. GoPro Hero 5 Session’a eklenen yeni özelliklerle vasat bir kameradan sınıfının en iyi aletlerinden biri ortaya çıkmış durumda. Özellike 4K 30fps / 2k 60fps / 1080p 90fps kayıt seçenekleri mini aksiyon kameraları arasında GoPro Hero5 Session’ı sıralamada en üste taşıyor.

GoPro Hero 5 Black’te bulunan bir çok özelliği bünyesinde barındıran Session, bir önceki modeli gibi 10 metreye kadar su geçirmez özelliğe sahip. 10 Megapiksel çözünürlüğünde fotoğraf çekebilen bu yeni Session modelinin bir önceki modele göre en büyük farkı elektronik dengeleme ve sesle komut sistemi. Bu iki yeni sistem GoPro Hero 5 Black’ten direkt Session serisine aktarılmış durumda. Yine Wi-Fi ve Bluetooth gibi aktarım ve bağlanma teknolojilerini içinde bulunduran GoPro Hero 5 Session Tek Buton Kontrol Sistemi ve Rüzgar Sesini Azaltma teknolojilerine sahip.

GoPro Plus Bulut depolama servisiyle uyumlu çalışan yeni GoPro Hero 5 Session modeli abisi GoPro Hero 5 Black’e kafa tutacak yeni özelliklerle karşımıza çıkıyor. DJI ve Sony’nin aksiyon kameralarında yaptığı atakla GoPro’nun bu alandaki tahtı biraz sallanmıştı. Fakat çıkardığı yeni modellerle birlikte GoPro liderlik bayrağını tekrar eline almış görünüyor. Bu harika aksiyon kamerası elimize ulaşır ulaşmaz çok daha detaylı bir inceleme yazısı ve videosu oluşturacağız.

Blog sayfamızı ve YouTube kanalımızı takip etmeyi unutmayın.

Gorpro Hero 5 Session Özellikleri

-4K 30fps – 2k 60fps – 1080p 90fps

-10 Metreye Kadar Su Geçirmezlik

-Wifi ve Bluetooth

-10 Megapixel Fotoğraf

-Elektronik Dengeleme sistemi

-Sesle Komut Özelliği

-Stereo Ses Kaydı ve Rüzgar Sesi Kırpma

-Tek buton Kontrolü

-10MP/30Fps Burst Time Lapse

-GoPro Plus Cloud Servisi

Sonrası GoPro Hero 5 Session Ön İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

GoPro Karma özellikleri ve fiyatı itibariyle GoPro‘nun dün gece duyurduğu 3 muhteşem üründen birisi. Yaklaşık iki yıldır sağda solda dedikodusu dönen GoPro’nun yeni drone’u GoPro Karma sonunda duyuruldu. Drone pazarına agresif bir giriş yapan GoPro oyunun kurallarını değiştirecek gibi görünüyor.

Kendi kamerası bulunmayan fakat GoPro’nun GoPro Hero 5 Black, GoPro Hero 5 Session, GoPro Hero 4 Session, GoPro Hero 4 Silver ve GoPro Hero 4 Black modelleriyle beraber kullanabileceğiniz bu drone’un en dikkat çeken özelliği katlanabilirliği ve boyutu. İki DSLR boyutuna ve 1 (bir) kilogram ağırlığa sahip olan bu drone’u sırt çantanıza hatta arabanızın torpido gözüne atıp rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Katlandığında 36cm uzunluğa ve 24cm genişliğe ulaşan bu drone küçük olsa da muadilleri DJI ve Yuneec Typhoon’a kafa tutacak cinsten. Müthiş bir tasarım ve ergonomiye sahip bu modeli çantadan çıkarıp uçurmanız bir dakikanızı bile almıyor. Ayrıca havadan çekim için yanınızda koca bir bavul taşımak zorunda kalmıyorsunuz.

1 saatlik sarj ile 20 dakika havada kalan Karma 55 kilometre hıza çıkabiliyor. 1 kilometre mesafeye gidebilen ve 4500 metre yüksekliğe çıkabilen bu drone, saatte 35 kmlik bir rüzgar direncine sahip. Diğer dronelardan farklı olarak bu modelde kamera, drone’un altına değil önüne takılıyor. Bu sayede geniş açı çekimlerde pervanelerin kadraja girmesi önlenmiş oluyor.

GoPro Karma’yı benzerlerinden ayıran en önemli faktör ise çıkarılabilen 3 eksenli bir gimbala sahip oluşu. Bu gimbalı siz drone’dan çıkarıp elde kullanım için (DJI Osmo gibi) uygun hale getirebiliyorsunuz. Ayrıca gimbal takılıyken GoPro’yu kaskınıza çantanıza takabilir titreşimsiz aksiyon görüntüleri de elde edebilirsiniz. Yani siz GoPro Karma’yı satın aldığınızda hem bir drone hem bir el gimbalı hem de her yere uyarlayabileceğiniz müthiş bir ara gimbal aparatına sahip oluyorsunuz.

Gelelim GoPro Karma’nın devrimsel özelliklere sahip kumandasına. Dokunmatik bir LCD ekran ve drone kontrol düğmelerini içinde bulunduran bu kumanda istiridyeye benzer kompakt bir dizayna sahip. 720p çözünürlüğe sahip olan LCD ekran ayrıca snowboard yapanların kullandığı Polarize gözlüklerle de kullanılabilecek şekilde tasarlanmış.

Karma Controller Grip sadece bir kumanda değil içerisinde uçuş simülatörü, ikinci bir monitöre görüntü aktarımına imkan tanıyan Passenger App gibi özellikler de var.  Adeta bir PlayStation kolunun ergonomisine sahip kumanda üzerinde, iniş ve kalkış için landing butonu ve gimbal hareketini sağlayabileceğiniz tekerlek ve kayıt giriş-çıkış tuşu bulunuyor.

Artık havadan harika görüntüler için yanınızda büyük aletler taşımanıza gerek yok. Ergonomik dizaynı ve hafifliğiyle GoPro Karma’yı bir çok prodüksiyonda göreceğiz gibi duruyor. GoPro Karma’yı satın aldığınızda kutu içeriği aşağıdaki gibi olacak:

Bu harika drone elimize ulaşır ulaşmaz çok daha detaylı bir inceleme yazısı ve videosu oluşturacağız.

Blog sayfamızı ve YouTube kanalımızı takip etmeyi unutmayın.

GoPro Karma Özellikleri

-Tam Bataryla ile 20 Dakika Uçuş Süresi

-4500m irtifa

-35km/s Rüzgar Direnci

-3 Aks’lı Çıkarılabilir Gimbal

-Elde Gimbal Kullanım için Hand Grip

-Katlanabilir 720p LCD Ekranlı Kumanda

-Passenger App

-Kumanda Üzerinde Uçuş Simülasyonu

-Katlı şekilde; 36cm X 24cm/1006gr

Sonrası GoPro Karma Drone Ön İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon M5 özellikleri ve fiyatı itibariyle Canon’un aynasız kameralar arenasında ciddiyetini ilk kez bu kadar iddialı ortaya koyduğu bir makine. Şöyle bir bakınca, Dual Piksel CMOS AF teknolojisiyle, dahili EVF‘siyle (elektronik vizör), dokunmatik arayüzüyle yeni Canon M5, Canon’un aynasız klasmanında ender gelişen Osasuna atakları taktiğinden, rakibe sahayı dar eden tiki-taka taktiğine geçeceğinin bir habercisi. Başlıca özelliklerine bakacak olursak:

• APS-C CMOS Sensör, 24.2 MP
• ISO 100-25,600
• Dual Pixel CMOS AF
• 7fps Seri Çekim
• 1080p Video
• 3.2″ Dokunmatik Ekran (1,620,000 noktalı)

Canon, DSLR arenasında elinde bulundurduğu hakimiyeti aynasız arenasına taşıyıp Sony ilerekabet etme niyetini Canon M5’le gayet açık gösterdi. Canon’un önceki aynasız modelleri Canon M3 ve Canon M10 modelleri aynasız kamera yarışlarında öyle ses getirecek modeller değillerdi. Ancak Canon M5′in podyuma çıkması aynasız sektöründe ortamı biraz kızıştıracak gibi. Canon’un şu ana dek çıkardığı aynasız segmentinin tepesinde kendine yer bulan Canon M5 nispeten tecrübeli fotoğrafseverleri, DSLR kameralarına taşıması daha kolay alternatif kameralar arayan DSLR kullanıcılarını hedeflemiş.

Genel Özellikler

Canon EOS M5‘te yeni bir 24.2 MP APS-C CMOS sensör bulunuyor. Ancak burada kullanılan sensörün Canon’un son zamanlarda çıkardığı Canon 5D Mark IV ve Canon 80D‘de kullanılan ve “çip üzerinde dijitalden analoga çevirme” işlevi gören sensörlerle aynı olup olmadığına dair Canon tarafından bir açıklama gelmedi. Bu teknoloji daha gelişmiş noise kontrolü ve daha iyi dinamik aralık için kullanılan bir sensör teknolojisi.

Canon‘un çıkardığı son teknoloji görüntü işlemcisi DIGIC 7 kullanılan Canon M5, saniyede 7 kare seri çekim yapabiliyor ve 31 kareye kadar 7’şer seri çektikten sonra, hızı saniyede 4 kareye düşüyor ve bu şekilde hafıza kartınız dolana kadar fotoğraf çekebiliyorsunuz. Üstelik bu hızlarda seri çekim yaparken AF’yi ve Metering’i (ışık ölçümü) bütün işlevleriyle kontrol edebiliyorsunuz. 7fps beni kesmiyor ben saniyede 9 kare çekmek istiyorum derseniz, Canon M5’le bu da mümkün, ancak 9fps hızında çekim yapacağınız zaman AF ve Metering’in kontrolünden feragat etmek zorunda kalacaksınız.

Canon aynasızlarda bir ilk olarak, Canon M5’te 2.36 milyon nokta görüntü çözünürlüğü olan bir elektronik vizör kullanmış. 3.2″ boyutundaki geniş dokunmatik arka ekran yine 5D Mark IV ve 1DX Mark II‘deki gibi 1.62 milyon nokta görüntü çözünürlüğüne sahip. Hareketli ekran yukarı doğru 85 derece, aşağıya doğru ise 180 derece dönebiliyor.

Canon M5 bağlantı çeşitliliği açısından Canon’un şimdiye dek gördüğümüz en gelişmiş kamerası. Diğer kameralarda olduğu gibi Wi-Fi ve NFC bağlantısının yanı sıra Bluetooth teknolojisine de sahip. Bluetooth’la bağlantıda Wi-Fi ve NFC’ye nispeten çok daha az batarya sarfiyatı olacağından hem kameranız hem de telefonunuz daha uzun süreyle bağlantıda kalacak ve dilediğiniz her an iki cihaz arasında dosya transferini hızlı bir şekilde gerçekleştirebileceksiniz.

Otomatik Netleme

Canon’un ilk aynasız modeli olan Canon M’e sahip olanlar oldukça yavaş bir AF sisteminden muzdaripti. Ardından gelen Canon M3’te bulunan Hybrid CMOS AF III sistemiyle nispeten daha gelişmiş bir AF sistemi kullanılmıştı. Ancak yeni Canon M5‘te Canon’un en son sensör teknolojisi ve Dual Pixel CMOS AF sistemi kullanılıyor. Kadrajdaki görüntünün %80’inin kapsayan netleme oldukça tatmin edici ve aynı zamanda hızlı. Önceki modelleriyle kıyaslandığında çok büyük bir gelişmeden bahsedebiliriz. Ayrıca makineyi kullanırken arka ekrandan netliği baş parmağınızla dokunarak çok rahat bir şekilde kadrajın dilediğiniz noktasına yapabiliyorsunuz.

Toparlayacak olursak, özellikle aynasız segmentindeki birçok makinenin 4K çekebildiğini göz önüne alınca, Canon M5’te 4K video çekim özelliğinin olmaması ilk göze çarpan eksikliklerden. Dual Pixel CMOS AF sisteminin kullanılmasıyla otomatik netleme performansı önceki modellere göre çok büyük oranda artmış. Dahili Elektronik Vizör ve dokunmatik/hareketli arka ekranın kameraya dahil edilmesi Canon M5’i tecrübeli kullanıcılar için iyi bir seçenek haline getirmiş. Canon’un oldukça geniş olan EF ve EF-S lens yelpazesini adaptör vasıtasıyla Canon M5’te kullanabileceksiniz. En başta da dediğimiz gibi, Canon nihayet aynasız segmentindeki ciddiyetini gösterdi ve bu ciddiyetini ilerleyen dönemlerde hiç şüphesiz daha gelişmiş modellerle sürdürecektir.

Canon M5 vs Sony A6300 vs Olympus E-M5 Mark II vs Fuji X-T10

©mertgundogdu.com

Canon M5 Fotoğrafları

Canon M5 Resmi Tanıtım Videoları

Canon M5’le Çekilmiş Video Örneği

Sizin Düşünceleriniz?

A’dan Z’ye fotoğrafçılığı öğrenmek isterseniz BURAYA tıklayarak kanalımıza abone olabilirsiniz.

Sonrası Canon M5 Ön İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Panasonic GH5 özellikleri ve fiyatı itibariyle selefi Panasonic GH4 gibi ortalığı kasıp kavuracak gibi. Photokina 2016 etkinliğinde tanıtılan Panasonic GH5 4K 60fps, 1080p 120fps video çekimi yapabiliyor. Belli başlı özellikleri şöyle:

• 18MP Sensör
• 4K 60p/50p
• 6K fotoğraf
• 10 Bit 4:2:2

Bildiğimiz gibi Panasonic GH4 2013’te çıktığında 4K video kaydı ve V-Log resim profili sebebiyle, mevcut kullanıcılar arasında sinemacıların gitgide daha çok tercih etmeye başladığı bir kameraydı. Kendi döneminin en iyi video performansını sunan kameralarından biri olması sebebiyle özellikle videographerlar yeni gelecek Panasonic GH5’i sabırsızlıkla bekliyordu. Eylül 2016 itibariyle Panasonic GH5 resmen duyuruldu. 4K 60fps, 1080p 120fps çözünürlük ve fps seçenekleriyle karşımıza çıkan GH5’in en dikkat çeken özelliği ise 4K 30fps’de 4.2.2 10Bit renk derinliğine sahip olması.

4.2.2 10 bit renk derinliği bize görüntüyü işlerken renk konusunda esneklik sağlarken özellikle farklı kameralarla çalışılan durumlarda  çok daha kolay renk eşlemesi yapılmasına olanak sağlayacak. Bu derinlik Panasonic’in flat resim stili V-log ile kullanıldığında müthiş bir dinamik aralığı da beraberinde getirecektir. Tabii bu renk derinliğini 4K 30fps’de kullanabiliyoruz. 4K 60fps’yi seçtiğimizde ise renk derinliği eskiden olduğu gibi 4.2.0 8 bit’e düşecektir.

Şunu da hemen belirtelim 4.2.0 8 bit 16 milyon renk barındırırken 4.2.2 10 bit bir milyar renk barındırmaktadır bu da özellikle gökyüzü gibi degrade alanların bulunduğu çekimlerde farkını iyice ortaya koymaktadır. Birçok söylenti Panasonic GH5’in 6K video çözünürlüğüyle geleceği yönündeydi fakat söylentiler maalesef asılsız çıktı. Panasonic GH5 18MP yani 6K çözünürlüğünde video değil fotoğraf çekebiliyor. Makine fotoğraf konusunda da geri de kalmamış. Panasonic GH5, 8 Megapiksel çözünürlüğünde saniyede 60 kare fotoğraf çekebiliyor.

Panasonic GH5 ile beraber 3 yeni lensin duyurusunu da yaptı. Leica etiketini gördüğümüz bu yeni lensler ise şunlar:

• Panasonic Leica DG Vario-Elmarit 8-18mm f2.8\f4 Geniş Açı
• Panasonic Leica DG Vario-Elmarit 12-60mm f2.8\f4 Standart Açı
• Panasonic Leica DG Vario-Elmarit 50-200mm f2.8\f4 Telefoto

Beklenildiği gibi Micro Four Thirds sensörlerle uyumlu olan bu lensler ‘’Hybrid Leica Zoom Lenses’’ olarak adlandırılıyor.

2016 Photokina’da duyurusu yapılan ve protitipi gösterilen Panasonic GH5 ve Hybrid Leica lensler için şimdiden para biriktirmeye başlayan Shoot and Gun’cılar maalesef 2017 yılına kadar beklemek durumunda kalacak. Tam çıkış tarihi ise açıklanmadı. Makine hakkında bildiklerimiz şimdilik bu kadar. Panasonic’ten bilgiler geldikçe bu yazıyı güncellemeye devam edeceğiz. Makine elimize ulaştığında ise çok detaylı bir inceleme yazısı ve videosu hazırlayacağız. Tekrar görüşmek üzere.

Panasonic GH5 Fotoğrafları

Panasonic GH5 Resmi Tanıtım Videosu

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

A’dan Z’ye fotoğrafçılığı öğrenmek isterseniz BURAYA tıklayarak kanalımıza abone olabilirsiniz.

Sonrası İşte 6K Fotoğraf Çekebilen Panasonic GH5! Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

DJI Mavic Pro özellikleri ve fiyatı itibariyle dünyanın en büyük drone ve ekipmanları üreticisi DJI’ın şimdiye kadar çıkardığı en küçük drone. DJI dün gece havadan görüntüleme sistemlerine yeni bir boyut kazandıracak son ürünü DJI Mavic Pro’yu kullanıcıların beğenisine sundu. Görselleri sızdırıldıktan tam 20 gün sonra DJI tarafından özellikleri açıklanan Mavic modeline gelin hep beraber yakından bakalım. GoPro’nun yeni çıkardığı GoPro Karma modeline rakip olarak duyurulan Mavic, boyutlarıyla, uçuş süresi ve son derece kaliteli görüntüleme teknolojileriyle Drone dünyasının kurallarını baştan aşağıya değiştiriyor. DJI’ın amiral gemisi DJI Phantom 4’ten bir çok özelliği içinde barındıran Mavic’in önce devrimsel tasarımına bakalım.

TASARIM

DJI’ın amiral gemisi Phantom 4’ün yarısı kadar daha hafif olan DJI Mavic Pro, bataryası takılı iken tam tamına 743 gramlık bir ağırlığa sahip. Neredeyse kemerinize takıp taşıyabileceğiniz kadar küçük boyutlarıyla öne çıkan bu drone’un pervaneleri, rakibi GoPro Karma gibi katlanabiliyor. Bu sayede küçük bir çanta içerisinde drone’u taşıyabiliyorsunuz. Mavic’e şöyle bir alıcı gözüyle baktığımızda Transformers’dan fırlamış gibi bir tasarımla karşılaşıyoruz. Çok estetik ve keskin hatlara sahip bu drone mat gri bir renge sahip. Pervanelerin tam altında, diğer Phantom modellerinden alışık olduğumuz uyarıcı LED ışıkları gördüğümüz Mavic’in üst kısmında, tam 27 dakika uçuş sağlayan 3830mAH’lik bir batarya var. Çıkarıp takılabilen bu bataryaların üst kısmında, sarj yüzdesini ifade eden led ışıklar bulunuyor ayrıca DJI Mavic’in akıllı uçuş bataryası yaklaşık bir saatte full sarj oluyor.

Pervaneleri ana gövdeye bağlayan kısımda ise altın rengi şeritlere yer veren DJI, son derece estetik ve pratik bir gövde yaratmış. Drone’un alt ve ön kısmında ise Phantom 4’te karşılaştığımız ve bayıla bayıla kullandığımız 5(beş) adet sensör bulunuyor. Bu sensörler drone etrafında 3 boyutlu sanal bir dünya oluşturarak sizi çarpmalara karşı uyarıyor hatta durduruyor. GPS sinyalinin bulunmadığı yerlerde kalkışınıza olanak sağlayan bu sistem, kapalı alanlarda da drone’u güvenli bir şekilde kullanmanızı sağlıyor.

Boyutlarıyla rakibi GoPro Karma’ya tur bindiren Mavic, profesyonel modellerde bulunan sensör teknolojisini bünyesinde barındırmasıyla rakibine bir tokat daha vuruyor. Üzerinde 5 adet  sensör haricinde 2(iki) adet çok hassas hareket sensörü bulunuyor. Bu hareket sensörlerinin iki adet olmasının sebebi; biri bozulduğunda diğerinin devreye girerek kullanıcıya daha güvenli bir uçuş deneyimi sağlamak amaçlanmış. Tabii DJI Mavic’i özel kılan tek unsur tasarımı değil. Teknik özellikleriyle de drone severlere kalp spazmı geçirten bu ürünün uçuş kabiliyetlerine de yakından bakalım.

UÇUŞ BECERİLERİ

DJI Mavic Pro boyutlarından beklenmeyecek derecede hızlı ve çevik. Sport modunda saatte 65km hıza çıkabilen bu yırtıcı, 13 kilometrelik bir uçuş mesafesine sahip. Tabii bu değerleri görünce  hemen gözünüz  korkmasın uygulama üzerinden bu değerleri çekeceğiniz konuya göre sınırlandırabiliyorsunuz. Yani bu drone, tercihe göre avına kitlenmiş bir kartala dönüşebiliyor. Bu arada, kartal demişken akşam Dinamo Kiev karşısında Beşiktaşımıza başarılar. Şenol Hocam, Oğuzhan’ı 10 numarada oynatma ısrarından vazgeç lütfen

Son Phantom modelinde bulunan tüm uçuş manevralarını gerçekleştirebilen bu drone üzerinde 3 akslı bir gimbal bulunduruyor. Bu gimbal sayesinde Pan-Tilt gibi kamera hareketlerini gerçekleştirirken aynı zamanda titreşimsiz sabit görüntüler de elde ediyorsunuz. Dikey düşeyde 140 derece, yatay düzlemde ise 90 derecelik bir hareket kabiliyetine sahip olan bu gimbal maalesef çıkarılıp farklı alanlarda kullanılamıyor bu sebeple gimbal konusunda DJI Mavic, GoPro Karma’nın biraz gerisinde kalıyor.

KAMERA

Gelelim DJI Mavic’in kamera özelliklerine. Mavic üzerinde 1/2.3 inçlik, 12.3 Megapiksel çözünürlüğünde CMOS sensör barındırıyor. Bu sensör 12 megapixellik DNG ve RAW fotoğraflar çekebilirken C4K (4096×2160) ve UHD (4K 3840×2160) çözünürlüğünde 4K video kaydı gerçekleştirebiliyor.  Üzerinde 28mm’lik odak uzunluğuna ve f2,2 diyafram açıklığına sahip bir lens bulunduran DJI Mavic, farklı kare ve çözünürlük seçenekleriyle öne çıkıyor.

C4K’da: 24fps, UHD’de 24,25 ve 30fps, Full HD’de:48,50,60 ve 96fps, HD’de 60 ve 120fps kare seçenekleriyle çekim yapabilen DJI Mavic Pro, Full HD ve HD çözünürlükte slow-motion kayıt imkanını da bizlere sunuyor. Video kaydında 100 ila 3200 arasında bir ISO başarımına sahip olan DJI Mavic, fotoğraf çekerken ise 1600 ISO’ya kadar çıkabiliyor. C4K video kaydında yaklaşık 60Mbps’lik bir veri oluşuyor bu veri ise diğer modellerden alışık olduğumuz şekilde Micro SD karta yazılıyor. Maximum 64GB’lık UHS-I kart kullanabildiğiniz bu kamera, video kayıtlarında mov ve h264 codeclerini kullanıyor. Şu an kamera özelliklerini ballandıra ballandıra övmemek için kendimi zor tutuyorum. Kağıt üzerinde müthiş görünen kamera hakkında daha emin yargılara varabilmek adına ürünün elimize ulaşmasını beklemek durumundayız. Ürün elimize ulaştığında DJI Mavic görüntü konusunda vadettiklerini gerçekleştirebiliyor mu bakacağız

KUMANDA

GoPro Karma çok fonksiyonlu, üzerinde dokunmatik ekran bulunan ergonomik bir kumanda ile beraber duyurulmuştu. Bu duyurudan sonra DJI fanları Mavic modelinin nasıl bir kumandaya sahip olacağını merakla beklemeye başladı. Beklentileri boşa çıkarmayan DJI, eski modellerinde kullandığı kumanda tasarımını baştan aşağı değiştirerek yepyeni  bir kumandayla karşımıza çıktı. Daha rahat kullanım için küçültülen bu kumanda, üzerinde uçuş bilgilerinin bulunduğu küçük bir LCD ekran barındırıyor. DJI’ın drone’larında ilk defa karşılaştığımız bu LCD ekran, sarj, uçuş gibi teknik bilgileri kullanıcıya iletiyor.

Görüntü izleme ve teknik ayarlar için akıllı telefonunuzu bağlamanız gereken bu kumandada telefon, üst kısma değil kumandanın alt kısmına bağlanıyor. Bu sayede telefonun antenlere uzaklığı arttırılarak sinyal kalitesinin korunması amaçlanmış. DJI Mavic tek başına kumandası ile uçurulabildiği gibi aynı zamanda kumandasına takılan bir akıllı telefon üzerinden de kontrol edilebiliyor. Yaklaşık 7 kilometrelik kontrol mesafesine sahip katlanabilir kumanda, üzerine takılı olan akıllı telefona 1080p video aktarımı da yapabiliyor. Akıllı telefona aktarımı yapılan videolar, yeni nesil Phantom modellerinde olduğu gibi canlı olarak Facebook Live, Periscope ve YouTube üzerinde paylaşılabiliyor. 2,4GHz-2,483GHz sinyal aralığında çalışan bu kumanda, 3000 mAH’lik bir bataryaya sahip.

USB Type C, Lightning, Micro USB ile bağlantı gerçekleştirebildiğiniz bu kumanda, 7km’lik mesafeye kadar Full HD canlı görüntü aktarımı yapabiliyor. Ayrıca diğer modellerde bulunmayan eşsiz bir özelliği içinde bulunduran DJI Mavic Pro, kumanda kullanılmadan akıllı telefon ile de kontrol edilebiliyor.

YENİLİKLER ve EKSTRA ÖZELLİKLER

Tap FLY, Active Track, Otomatik Eve Dönüş, Otomatik İniş-Kalkış gibi halihazırda yeni drone’larında bulunan özellikleri de DJI Mavic’e ekleyen DJI, ayrıca drone ile kullanabildiğiniz bir VR Gözlüğü de sunuyor. Kendi bağlantı teknolojilerine sahip bu gözlük sayesinde uçuşun hiçbir detayını kaçırmadan çekimleri gerçekleştirebilir, VR gözlüğü sadece eğlence amaçlı bile kullanabilirsiniz.

GoPro Karma ile aynı fiyat etiketine (999 dolar) sahip DJI Mavic’in ayrıca 749 dolarlık kumandasız versiyonu da mevcut. Türkiye fiyatı henüz belli olmayan ürün Ekim ayında Türkiye’de ilk kez fotografium.com stoklarında olacak.

SONUÇ

Bize göre GoPro Karma’dan çok daha üstün özelliklere sahip olan bu ürün ile DJI, drone sektöründeki yerini iyice sağlamlaştırmışa benziyor. Daha düşük fiyat ve basitleşmiş kontroller sayesinde çok daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen DJI firması DJI Mavic Pro ile bunu gerçekleştirecek gibi görünüyor. Ürün elimize ulaşır ulaşmaz çok daha detaylı bir inceleme yazısı ve inceleme videosu ile karşınızda olacağız.

İnceleme videomuzu takip etmek için BURAYA tıklayarak YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

DJI Mavic Pro Ürün Fotoğrafları

DJI Mavic Pro Tanıtım Videoları

*

*

*

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sonrası DJI Mavic Pro Ön İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

1. Güncel ve piyasaya yeni çıkacak ürünlerle ilgili İngilizce kaynaklardaki içerikleri takip edebilecek,
   1. “Anlıyorum ama konuşamıyorum.” seviyesi yeterli bir seviyedir.
2. fotografium.com‘daki yeni ürünlerin detaylı bilgilerini (resim, içerik, özellik, fiyat, tanıtım vb.) düzenleyecek,
   • Müstakbel çalışma arkadaşımıza sitenin arayüzü, kullanımı, içerik yönetimi hakkında eğitim verilecektir.
3. Sorumlu olduğu kategorilerdeki ürünlerin satış rakamlarını, stok durumlarını takip edecek,
4. Office programlarını etkin kullanabilen,
5. Fotoğraf, video, stüdyo ekipmanları, ses ekipmanları alanlarında bilgi sahibi,
   • Yukarıdaki alanların hepsine birden hakim olmanız beklenmiyor. İlgili alanlardan en az ikisi hakkında bilginiz varsa yeterlidir.
6. Öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açık,
   • Her iş ilanının en klişe aranan özelliklerinden biri gibi gelebilir. İş ilanımızın en önemli unsurlarından biri olduğu için ayrıca bu açıklamayı yapmak istedik. Çünkü diğer bütün unsurlar nihayetinde buraya bağlanıyor.
     • Fotoğraf ve video konusunda teknik bilginizin ne kadar yüksek olduğu ve var olan bilginizin ileride ne kadar artacağı,
     • Güncel ve piyasaya yeni çıkacak ürünlerle ilgili İngilizce kaynaklardaki içerikleri takip edebilmeniz,
     • Bu araştırmalardan elde ettiğiniz bilgileri var olan teknik bilgilerinizle harmanlayıp ilgili ürünlerin içeriklerini hazırlayabilmeniz,
     • Ve iş hayatındaki diğer birçok yazılı veya yazısız kurala ne kadar uyum sağlayabileceğiniz sizin “kendinizi gelişirmeye” ne kadar açık olduğunuzla ilintili.
7. Güzel bir dil olan Türkçeyi kurallarına riayet ederek kullanabilen,
   • Müşterilere site üzerinden online destek verirken, sanki destek hattında zamanında çok sevdiğimiz ve hala çok saygı duyduğumuz ilkokul öğretmenimizle konuşur gibi sıcak, samimi ve saygılı konuşuyoruz. Çünkü Türkiye’nin en büyük online fotoğraf ve video ekipmanları mağazası olmamızın yanı sıra, müşteri ilişkilerinde de en samimi firmalardan biriyiz. Ve bu algıyı korumak, bizim için Türkiye’nin en büyük fotoğraf mağazası olmaktan daha önemli.
   • Türkçeyi düzgün kullanmak, siteye içerik girerken de sıkça önem arz eden bir unsur haliyle.
8. Genel olarak, eğitim seviyenizin ne olduğu önemli değil.
   • Lise mezunu olup yıllarca hobi olarak fotoğrafçılıkla uğraşmış ve bu konuda teknik bilginizi çok artırmış olabilirsiniz. Fotoğrafçılıkla severek ilgileniyor olmak sizin için büyük bir artıdır. Severek ilgilendiğiniz bir alanda çalıştığınızda, kendinizi geliştirme motivasyonunuz daha yüksek olacaktır. Win-win.
9. Askerlikten muaf, İstanbul’da yaşayan bir erkek çalışma arkadaşı arıyoruz.

Özgeçmişlerinizi lütfen ik@fotografium.com adresine yollayınız.

Sonrası Fotografium Çalışma Arkadaşlarını Arıyor! Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

DJI Osmo Mobile özellikleri ve fiyatı itibariyle video içerik üreticileri (vlogger, youtuber vs.) için şu an piyasada bulunan en donanımlı cihazlardan birisi. Video içeriği üretmek daha önce de nispeten kolaydı ama kaliteli video içeriği üretmek DJI Osmo Mobile ile çok daha kolay bir hale geldi.

DJI Osmo Mobile ile sinema setinde binlerce dolarlık ekipmanlarla çekilmiş havası veren görüntüler elde edebiliyorsunuz. Zaten DJI’ın kurulduğu ilk günden bu yana çıkardığı ürünlerde verdiği mesaj “Normalde çekmek için binlerce dolarlık ekipmana sahip olmanız gereken görüntüleri, DJI ekipmanlarıyla çok daha ucuza ve kaliteli bir şekilde çekebilirsiniz.” oldu. DJI ise son bir yılda en çok büyüyen teknoloji firması olarak bunun karşılığını aldı.

Active Track Takip Özelliği

DJI GO uygulaması vasıtasıyla kullanabileceğiniz Active Track özelliği ile videonuzu çekecek ikinci bir kişiye ihtiyaç duymadan, tek başınıza kaliteli bir video çekebiliyorsunuz. Telefonunuzu cihaza bağladıktan sonra ekrandan Osmo Mobile‘ın takip etmesi gereken alanı parmağınızın ucuyla seçiyorsunuz ve cihaz takibe başlıyor. Olur da kayıt esnasında Osmo Mobile’ın kadrajı dışına çıkarsanız sadık bir eş gibi sizin tekrar kadraja girmenizi bekliyor ve kadraja girdiğinizde sizi tanıyıp yine takip etmeye başlıyor. Yukarıdaki inceleme videomuzda göreceğiniz üzere kullanırken çok keyif alacağınız bir özellik.

Motion Timelapse Özelliği

Motion timelapse videoları çekmek de eskiden nispeten zahmetli ve oldukça emek isteyen bir çalışmayken, DJI Osmo Mobile ile motion timelapse videoları çekmek çok zahmetsiz bir hal aldı. Ayrıca çekim sonrası kurguyla vs. uğraşmanıza da gerek kalmıyor. Tertemiz ve akıcı bir timelapse videosu elde edebiliyorsunuz.

Akıcı ve Titreşimsiz Video Çekimi

iPhonedo/YouTube

Yürürken video çekmek zorunda kalanlar bilirler ki, kamerayı sabit tutmak çok zordur, dolayısıyla çektiğiniz videoda da çok fazla titreşim meydana gelir. Ancak DJI Osmo Mobile ile çekim yaparken ne kadar hareket etseniz de nihayetinde oldukça titreşimsiz ve sinematik bir video elde edersiniz.

Canlı Yayın Özelliği

DJI GO uygulaması üzerinden doğrudan YouTube veya Facebook‘a canlı yayın yapabiliyorsunuz. Bu noktada, DJI Osmo Mobile’ın şöyle güzel bir artısı var. Osmo Mobile telefonunuza Bluetooth üzerinden bağlandığı için telefonunuzun Wi-Fi bağlantısını meşgul etmiyor ve daha az pil kullanımıyla daha akıcı bir şekilde internette canlı yayın yapabiliyorsunuz. Yine video içeriği üreticileri için harika özelliklerden bir tanesi.

Panorama Çekim

DJI Osmo Mobile ile panorama çekim yapmak için de yine herhangi bir uğraş göstermeniz gerekmiyor. Siz sadece Panorama fonksiyonunu seçiyorsunuz ve Osmo Mobile otomatik olarak 9 farklı kare çekip onları birleştiriyor. Nihayetinde, yine hiçbir uğraş göstermeden son derece kaliteli bir panorama görüntü elde ediyorsunuz. DJI, tembel arkadaşlarımızı analarından babalarından çok düşünmüş yine.

Şarj Süresi ve Pil Kullanımı

DJI Osmo Mobile 2.5 saatte şarj oluyor. Tam dolu bir bataryayla ise 4.5 boyunca çekim yapabiliyorsunuz. DJI Osmo Mobile açısından herhangi bir sıkıntı olmasa da 4.5 saat canlı yayın yapıp da başına bir şeyler gelmeyecek bir akıllı telefon yok sanırım piyasada.

DJI Osmo Mobile Fiyatı

DJI Osmo Mobile, Türkiye’de ilk fotografium.com stoklarında 6 Ekim 2016 satışa çıktı. Ön sipariş veren birçok vlogger’ın Osmo Mobile’larını dün kargoladık. Türkiye pazarı için beklediğimizden daha yoğun bir taleple karşılaştık. Bu yoğun talebi, DJI’ın daha önce çıkardığı birçok ürün gibi DJI Osmo Mobile‘ın da parasının hakkını veren bir ürün olmasıyla açıklıyoruz.

DJI Osmo Mobile Ürün Fotoğrafları

Resmi Tanıtım Videoları

Buraya tıklayarak DJI Osmo Mobile’ı resmi garantili olarak satın alabilirsiniz.

Sonrası DJI Osmo Mobile İnceleme, Teknik Özellikler ve Fiyat Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Sony A6500 özellikleri ve fiyatı itibariyle Sony‘nin 6 Ekim 2016 tarihinde duyurduğu ve Sony A6000 ve Sony A6300 serisinin geliştirilmiş modeli olan harika bir aynasız fotoğraf makinesi.

Genel Özellikler

• 24.2 MP Exmor CMOS Sensör
• 425 AF Noktası
• 4K Video Çekimi
• Hızlı & Hibrid Otomatik Netleme
• 5 Axis Görüntü Stabilizasyon Sistemi
• 11 fps Sürekli Çekim
• XGA Oled Vizör
• Dokunmatik Ekran
• 5x Slow Motion & 60X Quick Motion
• S-Gamut & S-Log Çekim
• Sessiz Çekim

Binlerce adet satan a6000 ve onun büyük abisi a6300, çıktıklarında orta segment fotoğraf makinelerinin korkulu rüyası haline gelmişti. Özellikle a6300’ün, 4K video kaydı, Slog-2 resim profili ve slow motion çekim olanağı videographerlar tarafından bu aletin çok fazla tercih edilmesine sebep oldu. A6300 görece yeni bir makine olmasına rağmen Sony hızını kesmedi ve orta segment, crop sensörlü fotoğraf makinelerinin yeni kralı Sony a6500’ü duyurdu.

Gövde

Sony A6500‘ün bodysine baktığımızda ise a6300 ve a6000’den pek bir fark göremiyoruz. A6300’den 49 gram daha hafif olan a6500 453 gramlık bir ağırlığa sahip. Tam dolu pille 400 kare çekebilen bu model bir önceki model a6300’ün bu konuda biraz gerisinde kalmış. Makinenın boyutlarından dolayı küçük piller kullanmak zorunda kalan Sony, maalesef bu konuda kullanıcıların beklentilerini karşılayamadı, a6500 alacaksanız kesinlikle yanına yedek pil de almalısınız.

24.2 Megapiksel

Selefi a6300 gibi 24,2 megapiksellik APS-C sensörüne sahip olan Sony a6500; Sony’nin amiral gemileri Sony a7sII ve Sony a7rII’de karşılaştığımız 5 akslı sabitleme sistemini bünyesinde barındırıyor. 5 akslı sabitleme sistemi, makine içine konumlandırılmış dikey ve yatay hareket ivme sensörleri sayesinde titreşimi minimuma indirerek elde çekim yarattığı titreşimleri olabildiğince absorbe ediyor. Bu sayede hızlı olmanız gereken durumlarda tripodla uğraşmadan elde video kaydını gerçekleştirebiliyorsunuz. Tabii bu sabitleme sistemi fotoğraf çekerken de çok işimize yarıyor. Özellikle düşük enstantane ile çalışmamız gereken durumlarda uzun pozlamanın görüntü de yarattığı bozulmaları 5 akslı sabitleme sistemi minimuma indiriyor.

4K Video Kaydı

A6300 ilk çıktığında 4K video kaydı ve Slog-2 resim profili ile video severlerin yüzünü güldürmüştü. Yeni çıkan a6500’de ise Slog-2’nin geliştirilmiş versiyonu Slog-3 resim profili bulunuyor. Bu profil sayesinde kullanıcılar video çekimlerinde 14fstopluk bir dinamik aralığa ulaşırken Raw benzeri, desature/kontrassız görüntü elde edilebiliyor. Aynı zamanda renk yaparken çok daha esnek bir çalışma aralığına sahip oluyorsunuz. Özellikle sinema sektöründe çalışanlar, bu özelliğin ne kadar önemli olduğunu daha kolay anlayacaktır.

425 Adet AF Noktası

Sony’yi fotoğraf dünyasının Jamaika’sı, a6500’ü ise fotoğraf dünyasının Usain Bolt’u olarak tanımlasak herhalde kimse bize itiraz etmez çünkü kamera 425 adet 4D af sistemine sahip. Bu AF sistemi tam 0,05 saniyede istenilen yeri netleyebiliyor. Üstelik bu özelliği saniyede 11 kare ile kullandığınızda makine elinizde bir tazmanya canavarına dönüşüyor. Saniyede 11 kare çekim hızını 307 kare çekene kadar devam ettirebilen a6500’le 200 metrelik bir atletizm yarışını, başından sonuna kadar; elinizi deklanşörden hiç kaldırmadan fotoğraflayabilirsiniz.

Dokunmatik Ekran

Selefi a6300 gibi 24,2 megapixellik APS-C sensörüne sahip olan a6500; Sony’nin amiral gemileri a7sII ve a7rII’de karşılaştığımız 5 akslı sabitleme sistemini bünyesinde barındırıyor. 5 akslı sabitleme sistemi, makine içine konumlandırılmış dikey ve yatay hareket ivme sensörleri sayesinde titreşimi minimuma indirerek elde çekim yarattığı titreşimleri olabildiğince absorbe ediyor. Bu sayede hızlı olmanız gereken durumlarda tripodla uğraşmadan elde video kaydını gerçekleştirebiliyorsunuz. Tabii bu sabitleme sistemi fotoğraf çekerken de çok işimize yarıyor. Özellike düşük enstantane ile çalışmamız gereken durumlarda uzun pozlamanın görüntü de yarattığı bozulmaları 5 akslı sabitleme sistemi minimuma indiriyor.

A6500’ün en dikkat çekici özelliklerinden biri de dokunmatik LCD ekran. Bir önceki model a6300’de bulunmayan bu özellik dokunarak netlik atamamıza ve menü arasında hızlıca dolaşabilmemize olanak tanıyacak. Tabii dünyanın en hızlı fotoğraf makinelerinden biri olan a6500’ün ses hızına yaklaşan netleme sistemini dokunmatik ekran üzerinden kullanmak müthiş bir deneyim olacak gibi duruyor. Saniyede 11 kare gibi muazzam bir hızda çekim yapan a6300’de çekilen binlerce fotoğraf arasında tuşlarla dolaşmak eziyet halini almıştı. A6500’ün dokunmatik ekranı sayesinde kullanıcıları irrite eden bu sorundan da Sony kullanıcıları kurtarıyor.

Diğer taraftan Sony a6500 bir önceki modeli a6300’de olduğu gibi 425 adet AF noktasına, 100-51200 arasında değişen iso aralığına, 4K 30fps/1080p 120fps video kayıdını, dahili wi-fi Nfc’i ve saniyede 11 karelik bir çekim hızını bünyesinde barındırıyor. Üzerinde 3,5mm bir mikrofon jakı bulunduran a6500 bir kulaklık girişine sahip değil. Bu sebeple kaydettiğiniz sesleri kamera üzerinde bulunan minik hoporlörlerle dinleyebiliyorsunuz.

Sony A6500 Fiyatı

Sony A6500‘ün Türkiye fiyatı henüz belli olmasa da Amerika’da 1400$, Kanada’da 1750$, Avrupa’da ise 1700€‘dan satışa çıkarılacak.

Sony A6500 Ürün Fotoğrafları

Sony A6500 Örnek Videosu

Sonuç

Sony, bambaşka bir model yaratmak yerine hali hazırda piyasadaki en iyi fiyat/performans sunan ürünün üzerine çok yerinde eklemeler yapmış. Bu hareketle Sony orta segmentteki yerini iyice sağlamlaştırmış görünüyor. 16-50 ve 18-105mm kit lens seçenekleriyle sunulan a6500’in yurtdışı fiyatı 1400 dolar olarak belirlenmiş. Kasım ayında satışa sunulacak olan a6500, Türkiye’de ilk fotografium.com stoklarında olacak. Yanında ekstra batarya, çanta gibi hediyelerin de bulunduğu bu harika makineyi, herkesten önce satın almak isterseniz tam buraya tıklayarak önsipariş verebilirsiniz.

Sony A6500 elimize ulaştığında detaylı bir inceleme videosu çekeceğiz. En güncel inceleme videolarını ve fotoğrafçılık derslerini takip etmek için BURAYA TIKLAYARAK YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Sonrası Sony A6500 Özellikler ve Ön İnceleme Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Sony FDR X3000R fiyatı ve özellikleri itibariyle aksiyonseverlerin gönlünü çalmaya aday, iddialı bir aksiyon kamerası. B.O.S.S (Balanced Optical SteadyShot) özelliği ile harika bir görüntü sabitleme deneyimi yaşatan Sony FDR-X3000R Action Cam, 4K ve yüksek hızda görüntü kaydedebilme becerisine sahip. Canlı Önizlemeli Uzaktan Kumanda ile çekim için gereken bütün kontrolü sağlayabiliyorsunuz. Bisikletinize ya da kaskınıza bağladığınız kameranızı bileğinize ya da gidona takabileceğiniz bir kumanda yardımıyla kullanabileceksiniz. Ayrıca Sony FDR-X3000R Action Cam, PlayMemories Mobile (Android / AppleStore) uygulamasıyla telefondan da açıp kapatılabiliyor.

Genel Özellikler

• 1/2.5 tipi Arkadan Aydınlatmalı 16:9 “Exmos R CMOS” Sensör
• Zeiss Tessar Lens
• Balanced Optical SteadyShot (B.O.SS) Görüntü Stabilizasyon Sistemi
• 30 karede 4K Video Kaydı
• 120 karede 1080p Video KAydı
• 4K Timelapse Özelliği
• Canlı Önizlemeli Uzaktan Kumanda

Ekstrem Spor meraklıları, aksiyonu seven insanlar çektikleri görüntülerle bizleri şaşkınlığa uğratmaya devam ediyor. Firmalar da bu deneyimleri bize aktarmaları için onlara en kullanışlı makineyi yaratmaya çalılıyor. Sony FDR X3000R Action Cam, Sony’nin bu alanda en güvendiği ürünü. Sony FDR-X3000R Action Cam 4K video kaydı ve yüksek hızda çekim kabiliyetinin üstüne bir de B.O.S.S. (Balanced Optical SteadyShot) özelliğiyle en zorlu şartlarda en yüksek performansı vermeyi vadediyor.

GÖVDE

Sadece 114 gram ağırlında olan Sony FDR-X3000R Action Cam eski tip kasetli kameraların küçültülmüş halini andırıyor. Ama bu küçük alet suya ve donmaya dayanıklı bir gövdeye sahip. Yanında verilen muhafazasıyla 60 metre derinlikte çekim yapabiliyor. Tripodla da kullanılabilmesinin yanında, 4K videoda 50 dakika, Full HD görüntüde ise 125 dakika kayıt yapabiliyor.

Exmor R® CMOS Sensör

8.2 MP Exmor R® CMOS Sensör ile kaydettiğiniz görüntüleri BIONZ X™ görüntü işlemcisinden geçiyor.  Bu motorun önüne iliştirilmiş LSI (geniş ölçekli entegrasyon), daha doğal ayrıntılar, daha zengin ton geçişleri sağlıyor ve gürültüyü azaltıyor. Balanced Optical SteadyShot (B.O.SS.) özelliği ile titreşimi neredeyse sıfıra indiriyor. Değil yürümek, çok ciddi sarsıntılarda bile size dengeli çekim şansı sunuyor. ZEISS® Tessar lensin maksimum diyafram açıklığı 2.8, minimum odaklama mesafesi ise 50 cm. Üç farklı odak uzaklığında çekim şansı tanıyor. 17mm geniş, 23mm orta ve 32mm dar açı olarak karşınıza çıkan seçenekler.  Ayrıca çekim sırasında da olmak üzere zoom özelliğini kullanabiliyorsunuz.

4K Video ve Yüksek Hızda Çekim

Sony’nin en güvendiği aksiyon kamerası Sony FDR-X3000R Action Cam 24,25 ve 30 fps’de 4K video kaydedebiliyor. XAVC formatını kullandığınız takdirde 100Mbit/s hızında aktarabiliyor. Full HD formatta ise 120 fps çekim yapma şansı tanıyor ve B.O.SS. (Balanced Optical SteadyShot) özelliğini de kullanabiliyorsunuz.  Bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz; 4K Timelapse yapabiliyorsunuz ve Action Cam Movie Creator (Windows için sürüm 5.1, Mac® için sürüm 3.1) veya Action Cam Uygulamasını (sürüm 2.0) kullanarak videolarınızı düzenleyebiliyorsunuz.

Canlı Önizlemeli Uzaktan Kumanda

Sony bundan önceki modellerde gelen şikayeti dikkate almış ve uzaktan kumandasını küçültme kararı almış. Oldukça kullanışlı olan kumanda 46 gram ağırlığında ve 155 dakika boyunca izleme yapma şansı tanıyor.  Bir aksesuar gibi kola takılabilmesi dışında aparatlar yardımıyla bütün saha şartlarına uyum sağlayabiliyor. Tüm kontrolleri yapabilmenizin yanında artık açıp kapama işlemini de kumanda üzerinden yapabileceksiniz. Wi-Fi bağlantısıyla tüm işlevleri kontrol edebilecek, Bluetooth ile de açıp kapama işlemini yapmak mümkün olacak, ayrıca bu işlemi PlayMemories uygulaması sayesinde telefondan da yapabileceksiniz.

Üzerinde dahili stereo mikrofonu bulunan Sony FDR X3000R Action Cam ile iki kanallı ses kaydı, Ustream® özelliğiyle gerçek zamanlı paylaşımlar yapabilirsiniz. Motion Shot LE özelliğiyle seri çekim hızlarını belirleyebilir, Zaman Kodu ve Kullanıcı Biti (TC/UB) ile videoları saat/dakika/saniye/kare değerlerini görüntü verilerine kaydedebilir, Canlı Önizlemeli Uzaktan Kumanda ve PlayMemories uygulaması yardımıyla 5 kamerayı aynı anda kullanma şansına sahip olabilirsiniz.

Su ve toz geçirmez, darbeye dayanıklı housingleriyle tam bir SAT komandosu olan FDR-X3000 denizin 60 metre dibinde bile sizi yarı yolda bırakmıyor.

Sony FDR-X3000R Action Cam Fiyatı

Kasım ayında kendisini alma şansı bulacağımız üst segment aksiyon kamerasının satış fiyatı Avrupa’da 660€ , İngiltere’de 500£ olacak. Sony kamerayla beraber AKA-FGP1 adını taşıyan parmak tutacağı ve AKA-MCP1 MC isimli housingi de satışa çıkaracak. Bu aparatların fiyatları ise 25€ ve 35€ .

SONUÇ

Sony kullanıcılarına ihtiyaçları olan her şeyi vermek için çok çalışmışa benziyor. Bakalım 4K Video, Yüksek Hızda Çekim, Canlı Önizlemeli Uzaktan Kumanda ve daha fazlası Sony FDR-X3000R Action Cam’in, aksiyon kamerası denince akla gelen ilk firmanın tahtını sallamasına yetecek mi?

Sony FDR-X3000R Ürün Fotoğrafları

Sony FDR-X3000R Resmi Tanıtım Videoları

*

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sonrası Sony FDR X3000R 4K Aksiyon Kamera Özellikleri ve İnceleme Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Sony RX100 V özellikleri ve fiyatı itibariyle Sony RX100 Mark IV‘ün güncellenmiş versiyonu ve Nikon DL 24-85’le yarışa girmesi için tasarlanmış bir dijital kompakt kamera. 20.1 MP, Exmor RS® CMOS sensörü, 4K video kaydı, Hybrid Phase AF sistemi ve 315 AF noktası, üstüne bir de The Fast Hybrid AF teknolojisiyle gelen 0.05 saniyede netleme becerisiyle Sony RX100 V’in bu yılın sonunda görücüye çıkması bekleniyor.

Sony RX100 Mark V’in Özellikleri Nelerdir?

• Exmor RS® CMOS Sensör
• 1 etkin, 21.0 Megapiksel
• 9 Optik Zum
• 2,359,296 noktadan oluşan OLED Vizör
• 315 AF Noktası
• 24fps’de 150 kare Fotoğraf Çekimi ve Konu Takip Özelliği
• 960fps Ağır Çekim

Sony RX100 serisine Haziran 2015’ten bu yana bir ekleme yapmadı. Talebin farkında olmalılar ki; Sony RX100 Mark V ile dijital kompakt makine pazarını karıştıracak bir ürünle sahnelere dönüyorlar. Kasım ayında A6500’ü bizlere armağan edecek olan Sony, RX100 serisine getirdiği yeniliklerle birlikte tüm kullanıcıları kucaklamayı umuyor.

Gövde

Makine batarya ve hafıza kartıyla birlikte sadece 299 gram. Tam dolu pille çekebildiği kare sayısı ise 220. ZEISS® Vario-Sonnar® T* Lens ile 2.9 optik zoom, 11x dijital zoom yapmak mümkün. Lensin en açık diyafram değeri ise 1.8.

20.1 MP Exmor RS® CMOS Sensör ve 315 AF Noktası

Faz Algılamalı AF Odak Sistemine sahip makinenin toplam piksel değeri 21.0 ancak bunun 20.1 etkin şekilde kullanılıyor. 315 adet AF noktasına sahip makine 24 kare hızında 0.05 saniyede netleme yapabiliyor ve bunu yaparken bir de konu takibi yapıyor. Sony’nin son çıkan makinelerinde kullandığı BIONZ X görüntü işlemcisi bu makinede de karşımıza çıkıyor. Bu işlemcinin ucuna yerleştirilmiş LSI ile de daha zengin ton geçişleri yakalayabiliyorsunuz.

OLED Vizör ve 180° Dönebilen LCD Ekran

Sony RX100 Mark V’i diğerlerinden ayırt etmenizi sağlayacak bir önemli özellik de 2.35 milyon noktadan oluşan, gözün gördüğü görüntüye çok yakın bir görüntü sunan OLED Vizörü ve 180 derece dönebilen hareketli ekranı.

4K Video ve 960 fps Ağır Çekim

UHD görüntü kaydetmek artık makineler için ayırt edici özellik olmaktan çıkmak üzere. Bunun farkına varan Sony, RX100 Mark V’te muhteşem bir teknoloji kullanmış. Bu teknolojiyi şu şekilde anlatmak mümkün; 4K video çekerken videonun olabildiğince detaylı olabilmesi için piksel bilgilerini gruplandırmadan tam okuma yapıyor ve böylece elde edilen görüntülerde daha az hare ve bulanıklık oluyor. XAVC S Codec vasıtasıyla yüksek kaliteli videoyu 4K’da 100 MBPS’ye kadar, Full HD’de ise 50 MBPS‘ye kadar yüksek bir veri hızında kaydediyor.  Sony RX100 Mark V’in video kayıt biçimleri arasında Resim Profili, S-Log2/S-Gamut, 120p HD, Full HD ve daha fazlası var. Ek olarak, 4K video içinden 8MP çözünürlüğünde, Full HD video içinden 2MP çözünürlükte fotoğraf kareleri alabiliyorsunuz.

Fast Hybrid AF Sistemi’nin 4K video kaydı yaparken de kullanılabiliyor olması ise çölde vaha bulmak gibi adeta. Önceki modellere göre arttırılmış olan AF sayısının yanında, Konu Takip Özelliği’nin de 4K videoya uyumlu hale getirilmiş olması videographerları çok memnun edeceğe benziyor. 960fps Slowmotion ise dudak uçuklatacak cinsten. Bir önceki model Sony RX100 Mark IV’e oranla 40 kat daha hızlı çekim yapabilen Sony RX100 Mark V ile en hareketli konuları bile en ince ayrıntısına kadar kaydetmek mümkün olacak. Dolby Digital Stereo ses kayıt sistemine sahip RX100 Mark V çift kanallı ses kaydı yapabiliyor. Bir önceki modellerdeki deklanşör sesi sorunu da unutmayan Sony çekimlerini bir kelebeği ürkütmeyecek sessizlikte gerçekleştiriyor.

Sony RX100 Mark V Fiyatı

Türkiye fiyatı henüz belirlenmemiş olsa da bu küçük canavar için ABD’de 999,99$‘lık bir değer biçiliyor.

Sonuç

Sony, A6500 ile yaptığı hamleyi RX100 Mark V ile tamamlamak niyetinde. Her kullanım alışkanlığına uygun ürün çıkararak bütün pastadan payını almak istiyor. Fast Hybrid AF Sistemi, 4K video kaydı, 960fps slow motion çekimi ile RX100 Mark V kendisinden çokça bahsettireceğe benziyor.

Sony RX100 Mark V, Türkiye’de ilk fotografium.com stoklarına girdiğinde detaylı incelemesini YouTube kanalımızda yayınlayacağız. Güncel incelemeleri ve fotoğrafçılık derslerini takip etmek için BURAYA tıklayarak kanalımıza abone olabilirsiniz.

Sony RX100 Mark V Ürün Fotoğrafları

Sony RX100 Mark V Resmi Tanıtım Videoları

4K Video Örneği

Yüksek AF Hızı

Slow Motion Video Örneği

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sonrası Sony RX100 V (Mark 5) Özellikleri ve Ön İnceleme Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon marka bir fotoğraf makinesi satın aldığınızda sadece bir makine edinmiş olmazsınız. Canon lensinden askısına kadar her detayı düşünülmüş bir dünya vaadeder size. Bu yazımızda da “Gerçek Bir Canoncu” apoletine sahip olmanız için gereken ekipman ve aksesuarları sizin için sıralayacağız. “Kırmızı Hap mı? Mavi Hap mı?” sorusuna çoktan cevap vermiş ve Canon’u tercih etmiş olanlar, hazırsanız başlıyoruz. Liste yapmaya başlamadan evvel yazının kapsamının DSLR makineleri kapsadığını belirtmeliyim. Aynasız kamera kullananların da kendilerine öneriler bulabileceği yazımızı kalbi Canon için çarpanlara armağan ediyoruz.

Canon EF 70-300mm f/4-5.6 IS USM Lens

Canon EF 70-300mm Lens

Canon telefoto lensler sadece vahşi yaşam ya da spor fotoğrafları için kullanılmıyor. Mesafesi doğru ayarlanmış bir portre fotoğrafı, harika bir manzara fotoğrafı ya da sağda solda koşuşturan bir çocuğu fotoğraflamak için telefoto lensler gayet yerinde bir tercih olabilir. Canon 70-300mm odak aralığı ve fiyatı düşünüldüğünde telefoto lensler içinde ekonomi dostu çözümlerden biri.

70-300mm’nin Canon’un çarpanlı herhangi bir makinesinde size vereceği değer yaklaşık olarak 112-480mm civarında olacaktır. Okurken gözleriniz büyümüş olabilir, çünkü uzak bir konuyu fotoğraflamak için ideale yakın bir odak uzaklığı. Canon’un standart kit lenslerinde (18-55mm gibi) çarpan faktöründen alacağımız fayda daha düşüktür. 55mm’nin çarpanlı bir makinede size vereceği değer 85mm civarında olacaktır ki; bu kayda değer bir avantaj değil. Zat-ı şahaneleri, 70-300mm, içerisinde IS (Görüntü Sabitleme) sistemine sahip. Eğer makinenizde dahili bir stabilizasyon sistemi yoksa lensinizde olması elzemdir. Canon’un DSLR makinelerinde IS (Görüntü Sabitleme) sistemi yok. IS sisteminin size kabaca 3 f/stop telafi sağlayacağını söyleyebilirim. Böylelikle daha düşük shutterda çalışma imkanınız olur ve ışıktan alacağınız verim artar. Ayrıca bu özelliği full-frame makinelerde de kullanabilirsiniz.

Canon EF-S 10-22mm f/3.5-4.5 USM Lens

Canon 10-22mm Lens

Telefoto lensler Canon DSLR kullananlar için her zaman ilk tercih olmaya devam edecektir ama süper geniş açılı lenslerin de ne kadar kullanışlı olduğu su götürmez bir gerçek. Kit lens olarak 18-55’i ele aldığımızda bize çarpanlı bir makinede vereceği odak uzaklığı yaklaşık 28mm civarında olacaktır. Bu geniş mi? Evet geniş ancak yeteri kadar değil. Fakat Canon 10-22 EF-S lens size akıl almayacak genişlikte bir görüş açısı sağlayacaktır. Sıkışık, dar bir kapalı alanda çekim yaparken ya da güzel bir mekanı fotoğraflarken veya yakın plan çekerken size olağanüstü bir görüş kazandıracaktır.

Aklınızda tutmanız gereken bir şey var. 70-300mm listemizin başında çünkü; kendisini aynı zamanda full-frame makinelerde de kullanabiliyoruz. Ancak 10-22mm EF-S lensimiz sadece APS-C yani çarpanlı makinelerde kullanılabiliyor. İsminin sonundaki EF-S’nin alametifarikası da zaten buradan gelmekte. Bu yüzden süper geniş açı lens satın alacağınız zaman sensörle olan uyumuna dikkat etmeyi unutmayın.

Canon EF 100mm f/2.8 USM Macro Lens

Canon 100mm Makro Lens

Bundan önceki iki lens size bambaşka iki görüş sağlıyorlardı. Şimdiki lensimiz ise küçük objeler fotoğraflamak  ve yakın plan çekimler için ideal bir tercih. Canon EF 100mm f/2.8 gerçek performanslı bir makro lenstir. Bu şu anlama geliyor; fotoğrafladığınız obje sensörde kendi boyutu kadar yer kaplar. Yani bir arı 10mm boyutundaysa sensörünüzde de 10mm boyutunda işlenecektir. Tabi çarpanlı bir makinede bu 22mm civarı gözükecektir.

EF bir lens olan 100mm f/2.8 full-frame makinelerde de kullanılabilir. 100mm odak uzaklığının avantajı size konuyla gerekli mesafeyi sağlamasıdır. Bu mesafe sayesinde modeliniz daha rahat hareket edebilir. Siz de oluşabilecek istenmeyen gölgeleri lens avantajıyla bertaraf edebilirsiniz.

Manfrotto MT190XPRO3 & Manfrotto MHXPRO-3WG X-PRO

Manfrotto MT190XPRO3 Tripod

Tripod her fotoğrafçının olmazsa olmazıdır. Tripodu olmadan fotoğraf çekmeyi düşünmeyenlerin yanında tercih etmeyenler için de yeri geldiğinde kullanımı mecburi olur. Tripod kullanmak fotoğraf çekerken elinizi oldukça güçlendirir. Düşük ISO’da pürüzsüz fotoğraflar, kusursuz panoramalar, benzersiz HDR’ler ve titreme olmadan makro fotoğraflar çekebilirsiniz. Ayrıca makinenizin ağırlığını düşünecek olursak sizi kol ağrılarınızdan da kurtaracaktır.

Piyasada Manfrotto’dan daha ucuz tripodlar görebilirsiniz. Onların kalitesizliğinden bahsetmektense Manfrotto MT190XPRO3’ün avantajlarından bahsedelim. Bu tripod katlanıp ağırlığı dengelenebilir, uzayıp kısalabilir şekilde tasarlanmış ve orta sütun sadece bir düğme ile hareket ettirebiliyor. QPL (Quick Power Lock) özelliği sayesinde bacakları daha güçlü ve rahat kullanılabiliyor.

Manfrotto MHXPRO-3WG Tripod Başlığı

Manfrotto MHXPRO-3WG Tripod Başlığı ise başlık olarak alabileceğiniz en uygun tercih. Daha ucuz tripodlara nazaran kullanım kolaylığı ve ergonomisi ile rakiplerinden direkt ayrılıyor. Ve tabii buna ek olarak, aynı fabrika ürünü olması dolayısıyla tripodla uyumları inanılmaz.

Vanguard Xcenior 30 Omuz Çantası

Makineye ve ekipmanlara bu denli para harcadıktan sonra onların güven ve emniyeti sağlamak meselesiyle de ilgilenmek gerekiyor. Günümüzde çok farklı şekillerde, farklı kullanım şekillerine göre tasarlanmış kamera çantaları bulmak mümkün. Laptoplar artık fotoğrafçıların eli ayağı konumunda. Onu muhafaza etmek kamerayı muhafaza etmek kadar önemli, özellikle de fiyatları düşünüldüğünde. Vanguard Xcenior 3o kamera çantası laptop, lens ve diğer aparatlara özel alanlarıyla tam bir joker. Görünüşü itibariyle de oldukça şık durduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.

Canon 430EX III-RT Flaş

Neredeyse tüm Canon marka DSLR’larda dahili flaş bulunmakta. Ancak bu dahili flaş hem yeteri kadar ışık sağlamıyor, hem de makineden bağımsız olarak kullanmak mümkün değil ve buna bağlı olarak duvardan ya da tavandan yansıtıp kullanma şansımız yok. Bir flaşın gerçekten ne kadar kullanışlı olduğunu anlamak için Canon 430EX III-RT Flaş gibi bir flaş kullanmak gerekiyor.

430EX tabi ki Canon’un en başarılı flaşı değil ama gerek dengeli gücü, çok yönlü becerisi, fiyatı ve ergonomisi ile iyi bir tercih. Ayrıca Canon’un bütün multi-flaş sistemlerinde olduğu gibi; kamera üstünde, kameradan bağımsız olarak optik bir sensörle ya da radyo frekansıyla kullanabiliyorsunuz. Başlangıç seviyesi olarak ihtiyaç olan her şeyi barındıran Canon 430EX III-RT Flaş size uzun bir süre sorunsuz hizmet edebilir. İşler büyür, sizin kalibrenizin altında kaldığında ise daha profesyonel bir flaş sistemine geçebilirsiniz.

Kaiseberg DSLR Filtre Kiti

Kaiseberg DSLR Filtre Kiti

Belki dijital çağda olduğumuzdan Photoshop gibi uygulamaların filtre kullanımına gerek bırakmadığını düşünüyor olabilirsiniz; ama yanılıyorsunuz. Photoshop’ta halihazırda yapamadığınız optik filtre hareketleri var, yapabildikleriniz için ise iki kere efor sarf etmiş oluyorsunuz. Maksimum verimi alabilmeniz için bir, iki, hatta üç filtreyi üzerinde tutabilecek kare filtre taşıyıcılarına ihtiyacınız var. Fiyat / performans açısından piyasada alabileceğiniz en iyi filtre kitlerden birisi olan Kaiseberg Filtre Kiti tercih edebilirsiniz.

Manfrotto 521CFI Intel Zoom Remote Control

Canon kameraları uzaktan kumanda etmek için çalışmalar yapıyor ve ürünler çıkarıyor. Günümüz teknolojisinde akıllı telefonlar üzerinden dahi belli ayarlamaları yapmak mümkün. Ancak Manfrotto 521CFI Intel Zoom Remote Control sadece bunun için tasarlanmış ve oldukça kullanışlı. Standart uzaktan kontrol cihazlarının becerileri bir iki şeyle sınırlıdır. Ancak 521CFI zoom kontrolünün yanında bütün fonksiyonlar üzerinde size hakimiyet sağlıyor. Özellikle video yapımcıları için çok büyük avantajlar sunan Manfrotto, kademesiz zoom ilerlemesi, kayıt ve çıkış işlemleri, yeniden oynatma, sağ-sol yakınlaştırma gibi sayısız avantaj sağlıyor. Ayrıca zoom hızını ayarlayabilme şansınız da oluyor. Vahşi doğa fotoğrafçılığı, timelapse gibi birçok türde işinize yarayacağı gibi diğer marka ürünlerinde de sorunsuz çalıştığını hemen belirteyim.

Sonuç

Hepimizin de bildiği üzere fotoğraf makineleri, tıpkı çocuk sahibi olmak gibi, yanında bir dolu masrafıyla beraber gelir. Ancak size ait ve sizi yansıtan bir şeye yatırım yapmak aynı zamanda kendinize yaptığınız bir yatırımdır. Canon marka kullanıcıları için temel diyebileceğimiz bu ekipmanlarla bir profesyonelle yarışacak seviyeye gelebilirsiniz. Gerisi ışığa ve sizin gören gözünüze kalıyor. Bu konu dışında, Hangi Fotoğraf Makinesini Almalıyım? veya Hangi Lensi Tercih Etmeliyim? gibi sorularınız varsa aşağıdaki eğitim videolarımıza göz atabilirsiniz. Gününüz güzel olsun.

Hangi Fotoğraf Makinesini Almalıyım?

Hangi Lensi Tercih Etmeliyim?

Sonrası Her Canon DSLR Sahibinde Olması Gereken 8 Ekipman Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Mobil fotoğraf düzenleme uygulamalarıyla masaüstü uygulamaları arasındaki fark gittikçe erimeye başladı. Mobil uygulamalar gittikçe elini güçlendirdi ve RAW fotoğrafları bile düzenleyecek seviyeye geldiler. Belki siz masaüstü programlarınızdan vazgeçmeye hazır değilsinizdir ama bilgisayar başında kullanmaya alıştığınız tüm uygulamaları artık telefonunuzda ya da tabletinizde kullanabiliyorsunuz. Burada ise şöyle bir sorunla karşı karşıyayız; ortalıkta çok fazla uygulama var ve en idealinin hangisi olduğunu seçmek oldukça zor.

Ortalık pazar yerine dönmüşken size bir el uzatmak, yol göstermek için en iyi diyebileceğimiz sekiz mobil uygulamayı sizin için derledik. İçlerinde daha önce adını duymadıklarınız olabilir. Bizim önerimiz en çok seçenek sunan değil, kendi telefonunuzla ya da tabletinizle arayüzü uyumlu olanı seçmeniz.

Efektlerini, filtresini her daim yanında taşımak isteyenler, hazırsanız başlıyoruz.

1)  Adobe Lightroom Mobile

Platform: iOS (iPad ve iPhone’a uyumlu) ve Android (Android versiyonu sürüm olarak iOS’un biraz gerisinde)

Fiyatı: Ücretsiz (Ancak  Adobe Creative Cloud Photography Plan üyeliği gerkiyor ve bunun aylık bedeli 9.99 dolar.)

Artılar

• Etkileyici sayıda kontrol imkanı
• Lightroom CC ile senkronize olabilmesi

Eksiler

• Üyelik gerektirmesi
• Başlangıç aşaması için zor olması

Listenin başında Lightroom’u görmek kimseyi şaşırtmamıştır sanırım. Mobil düzenlemede zirveyi temsil eden Lightroom, full versiyon olan Lightroom CC’nin o engin, uçsuz bucaksız seçeneklerinin desteğiyle çıtayı çok yükseğe koyuyor. Pozlama, Beyaz Ayarı, Renk, Geçişler, Kırpma yani, masaüstünde gördüğünüz her şey telefonda kullanılabilir durumda. Ayrıca fotoğrafları işaretleyip favorileyebiliyorsunuz. Bu kadarı çok fazla derseniz küçük dokunuşlarla ya da öntanımlı versiyonlarıyla sadeleştirme yapabiliyorsunuz. Böylece RAW dosyaları da artık telefonunuzdan düzenleyebiliyorsunuz.

Tüm bu avantajların temelinde Lightroom Mobile’in Lightroom CC ile olan senkronizasyonu yatıyor. Eğer Adobe Creative Cloud Photography üyesiyseniz hiçbir sorun yaşamadan fotoğraflarınızı hem masaüstünden hem de telefondan düzenleyebiliyorsunuz. RAW formatında bir fotoğrafı düzenlerken bile, telefondan yaptığınız en ufak değişikliği masaüstünde de görebiliyorsunuz. Ayrıca daha önce üzerinde düzenleme yaptığınız, telefona içine kaydettiğiniz ya da başka uygulama üzerinden çalıştığınız fotoğrafların orijinal hallerini de hiçbir bozulma olmadan yeniden çağırabiliyorsunuz. Lightroom mobil düzenleme için en iyi ve tek tercih değil tabi ama Lightroom CC ile senkronize olmuş ve güncellemeleri, araçları tamamlanmış bir Adobe Lightroom Mobile’e hayır demek pek mümkün değil.

2) VSCO

Tanım: Doğal görünümlü efektleri ile mütevazı kral.

Platform: iOS ve Android

Fiyatı: Ücretsiz

Artılar

• Kolay Kullanım
• Doğal Görünümlü Efektler

Eksiler

• Fark edilmeyen sonuçlar
• Bazı uygulamalarda satın alma gerektirmesi

VSCO fotoğrafçılar arasında inanılmaz bir popülariteye sahip. Bu şöhretin en temel sebebi; öntanımlı ayarlara çok çabuk erişilmesi. Efektler çoğu doğallığı ve vurgularıyla HDR fotoğraflardan bile daha iyi sonuçlar verebiliyor. Eğer çabuk ve kolay düzenleme istiyorsanız ayarları ve efekti oldukça basit şekilde seçebiliyorsunuz. Bunun dışında yapabileceğiniz o kadar şey var ki; pozlama, vurgular, gölgeler, beyaz ayarı vs. gibi özelliklerin dışında perspektifi düzeltmek ve doğrulatmak gibi ekstra seçeneklere de sahip oluyorsunuz.

3) Google Snapseed

Tanım: Modası geçmeyen şıklık, yıllanmış şarap

Platform: iOS ve Android

Fiyatı: Ücretsiz

Artılar

– Devasa efekt aralığı

– Başarılı kontrol imkanı

Eksiler

– Bazı açılardan geride kalması

– Kullanım için hantal kalabilmesi

Seneler 2011’i gösterdiğinde Google iPad uyumlu Snapseed’i çıkarmıştı ve üzerinden geçen beş yılda ayakta kalmayı başardı. Alışılmış renk dizilimi, seçilebilir renk paneli, iyi tertiplenmiş kontrol paneli, iyileştirme fırçası, parlaklık – kontrast gibi özelliklerle iyi kombinlenmiş filtreleri ile hala kullanıcısını yarı yolda bırakmıyor. Glamour Glow, HDR Scape, Grunge, Noir, Lens Blur ve kare seçme özelliği gibi Snapseed fanlarının bir çırpıda gözünün seçtiği bu güzellikler onun neden fotoğrafçılar için vazgeçilmez olduğunu anlatıyor.

Snapseed ile ilgili tek bir şikayetten söz edebiliriz; geçen sene içerisinde değiştirdiği araüyüzü. Bir önceki versiyona göre biraz daha hantal duran yeni Snapseed, müdavimleri tarafından pek hoş karşılanmadı. Ama akıl almaz efekt dağarcığı ve yüksek kalite sonuçlarıyla Google Snapseed kimsenin telefonundan silmeye kıyamadığı uygulamalar arasında yerini alıyor.

4) Adobe Photoshop Express

Tanım: Photoshop’un gücünü kolay arayüzüyle cebinizde taşıyın.

Platform: iOS ve Android

Fiyatı: Ücretsiz

Artılar

– İnanılmaz kolay kullanım

– Basit ve harika araçlar menüsü

Eksiler

– Lokalize edilmemiş ayarlar

– Perspektif düzenlemenin olmaması

Adobe Creative Cloud’a sahip değilseniz ama Lightroom Mobile’in sunduğu en azından bazı nimetlerden faydalanmak istiyorsanız Photoshop Express bir adım uzağınızda sizi bekliyor. Photoshop Express oldukça kullanışlı bir arayüze sahip. Renk düzenlemelerini, ön tanımlı ayarları çok kolay bir şekilde yapabiliyorsunuz. Ayrıca iyileştirme özelliği ve kenarlık seçenekleri bir çırpıda fotoğrafınıza yeni bir bakış kazandırabiliyor. Bunun dışında lokalize edilmemiş ayarların olmaması can sıkıcı ki; artık üretilmeyen Photoshop Touch bu beceriye sahipti.

5) Autodesk Pixlr

Tanım: Özellikler ve öntanımlı ayarlarla dolup taşmış bir vaha.

Platform: iOS ve Android

Fiyatı: Ücretsiz

Artılar

– Mükemmel arayüz

– Dolu dolu araçlar çubuğu

Eksiler

– Sesini duyuramaması

– Donanımlı fotoğrafçılara hitap etmemesi

Benim için hazır ayarlar yapılmış olsun, kontrol paneli kocaman olsun, arayüzü beni yormasın diyorsanız Autodesk Pixlr tam da size göre bir uygulama. Bunun yanında renk ve kontrast düzenlemeleri, bulanıklık ayarları, üst üste pozlama, kırmızı göz düzeltme gibi artık olmazsa olmaz özellikleri de barındırıyor. Parlaklık ve gölge düzenlemeleri, ön tanımlı fotoğraf stilleri, çerçeve ve sticker kullanma şansı, yazı ekleyebilme gibi ilk anda söyleyebileceğimiz özellikleriyle Pixlr özellikle sosyal medya paylaşımlarında can yoldaşınız olmaya aday.

6) Enlight

Tanım: Tüm ihtiyacınız tek bir uygulamada.

Platform: iOS

Fiyatı: 3.99 Dolar

Artılar

– Seçenek bolluğu

– Kullanışlı arayüz

Eksiler

– Ücretsiz olmaması

– Sadece iOS’ta kullanılabilmesi

Enlight muazzam bir seçenekler menüsüne, geometrik kontrol imkanı, maskeleme, lokalize edilmiş ayarlar, içiçe geçirilmiş fotoğraflar yaratma, iyileştirme fırçası, tilt shift efekt, metin oluşturabilme, kenarlıklar ve çerçeveler yaratabilme gibi sayısız özelliğe sahip. Enlight kısa sürede daha büyük kitlelere ulaşmasını bekliyoruz ki; kullanımı ve dahiyane tasarımıyla bunu yapmaması mümkün değil zaten. Evet, bir miktar paranıza mal olabilir ama düzenleme yapmak için programdan programa gezinmek istemiyorsanız Enlight doğru bir tercih olacaktır.

7) Photo Mate R3

Tanım: Android dünyasının en kapsamlı düzenleme uygulamalarından biri.

Platform: Android

Fiyatı: 8.09 Dolar

Artılar

– Zengin seçenekler menüsü

– Kullanışlı arayüz

Eksiler

– Pahalı bir tercih olması

– Sadece Android’de kullanılabilmesi

Fiyatı biraz moral bozmuş olabilir ama Lightroom Mobile’in Android’deki karşılığını arıyorsanız Photo Mate R3 tam da sizin aradığınız uygulama. Hali hazırda JPEG formatında düzenleme yapabilen Photo Mate R3 yakın zamanda RAW’ı destekleyecek ve sizi hayran bırakacak pozlama, renk, gürültü azaltma ve keskinlik ayarlarına kavuşacak. Yakın zamanda gelecek bu güncelleştirmelerle beraber Lightroom Mobile’la kafa kafaya yarışacak olan Photo Mate R3 Android kullananların ilk tercihlerinden biri olacağa benziyor.

8) Prisma

Platform: iOS ve Android

Fiyatı : Ücretsiz

• Yeni yaratımlar için harika
• Eğlenceli kullanım
• Gerçek bir düzenleme uygulaması olmaması
• Yeterli donanıma sahip olmaması

Prisma teknik açıdan gerçek bir fotoğraf düzenleme uygulaması değil ama öyle bir rüzgar yarattı ki; bütün dünyayı kasıp kavurdu. Uygulama fotoğrafı alıyor ve bilenen sanat çalışmalarının grafik düzenlemelerine dönüştürüyor. Sadece bir tıkla kendi Van Gogh, Monet, Hokusai ya da Lichtestein tablolarınızı yaratabiliyorsunuz. Prisma’nın algoritması oldukça başarılı çalışıyor ve ünlü sanatçıların ve stillerin yağlı boyalar, suluboyalar ile yaptıkları dokunuşları yeniden yaratma şansı sunuyor.

Bonus olarak ise cep telefonu fotoğrafçılığı, fotoğraf hileleri, mobil fotoğrafçılık hilelerinden oluşan 7 Basit Mobil Fotoğrafçılık Hilesi videomuzu izleyebilirsiniz.

Sonrası 2016’nın En İyi Mobil Fotoğraf Düzenleme Uygulamaları Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Sony a6300 piyasayı çıkalı daha bir seneden az süre oldu. Sony’nin APS-C sensörlü makinelerinin son halkası olan Sony a6000’i tahttan indiren Sony a6300’ün hükümranlığı da uzun sürmedi ve şirket saflarına yeni bir ismin katılacağını duyurdu; Sony a6500. Hepsi birbirine benzeyen kardeşler gibi a6500 de bir önceki iki modelle neredeyse aynı görünüme sahip. Benzerlikleri ise sadece bununla sınırlı kalmıyor. Dış görünümleri kadar iç dünyaları da birbirini andırıyor bu iki kardeşin.

Sony A6500 vs Sony A6300 Arasındaki Benzer Özellikler

• 24.2 MP  Exmor CMOS APS-C Sensör,
• 425 AF Noktası,
• Hybrid AutoFocus Sistemi,
• 4K Video Kaydı,
• 120fps Slow Motion Çekim Özelliği,
• Saniyede 11 Kare ve 8 Kare Çekim,
• Canlı İzleme Modu

Peki bu benzerliklerin dışında kalan farklılılar ne? Bakalım Sony a6500 kendisiyle beraber ne yenilikler getirdi?

5 Akslı Sensör Sabitleme Sistemi

Sony a6300 çıktığında herkesi hayal kırıklığına uğratan bir eksiklik göze çarptı. Sony’nin A7 serisinde kullandığı ve çok olumlu geri dönüşler aldığı sabitleme sistemi a6300’de kullanılmamıştı. Sony a6500 yaşadığı sabitleme sorununu, kameranın hareketlerine göre telafi sağlayan bir stabilizasyon sistemiyle telafi ediyor. Sony’nin iddiası şu; düşük ışık koşullarında, düşük perde hızında dahi bu beş akslı sistemle kamera titremesini minimum seviyede tutarak çekim yapmak mümkün.

Gövdeye bağlı sabitleme sistemi E-Mount lenslerle uyumlu çalışıyor. Bu lensler sabitleme sisteminin bir parçası aslında. Akslardan 3’ü gövdeye, 2’si ise lense yerleştirilmiş durumda. Eğer elektronik bağlantı kuramayan lensler kullanırsanız sadece gövde üzerindeki akslardan faydalanabiliyorsunuz. Deklanşöre yarım bastığınızda EVF ve LCD’de sabitleme sisteminin etkisini görebiliyorsunuz. Titreme telafisi sağlamayan lenslerde de bu düzenek aynı şekilde çalışıyor. A6300’ün sabitleme sistemini çalıştırabilimek çin Sony’nin OIS lenslerini kullanmanız gerekiyor.

Sensör Ucuna Yerleştirilmiş LSI Çip

Sony a6500 sensör çözünürlüğünün a6300’le benzer olması dışında LSI adı verilen yeni bir çip kamerayla direkt iletişim kuruyor. Bunun iki getirisi var;

• Sony, BIONZ X görüntü işleme sistemine iliştirdiği LSI ile düşük ISO kullanıldığı durumlarda dahi fotoğraf ve video kalitesinin artacağını söylüyor.
• Sürekli çekim yaparken ara belleğin performansı ile ilgili.

Sony a6300 44 Yüksek Kalite JPG, 47 Standart Kalite JPG, 21 RAW, 21 RAW ve JPG çekebilirken, Sony a6500 tahmini 35 saniyede 233 Yüksek Kalite JPG, 269 Standart Kalite JPG, 107 RAW, 100 RAW ve JPG formatında fotoğraf çekebiliyor.

Dokunmatik LCD Ekran

Kutlamalar başlasın, Sony sonunda dokunmatik ekran makine çıkardı. Bu ekran sayesinde hareket halindeki nesneleri netlemek artık çok kolay. Ayrıca vizörden çalışırken bu avantajdan faydalanabiliyorsunuz. A5100 dışında, buna a6300 de dahil, Sony marka kameraların başlıca eksikliği dokunmatik ekrandı. Ancak artık odak ayarlamak da dahil bütün ayarları dokunarak halledebileceksiniz.

Slow Motion ve Hızlı Çekim

©Alex Hreniuc / Deposit Photos

Yeni Sony a6500 adı gibi yeni Slow Motion ve Hızlı Çekim modlarıyla beraber geliyor. Kamera 5x Slow Motion, 60x Hızlı Çekimi Full HD formatında kaydedebiliyor. 1fps’den 120fps’ye kadar 8 farklı kare sayısında kayıt almak mümkün. Videolar ayrıca 24/25p/30p/50p ve 60p kayıt seçeneklerine sahip. Bu şu açıdan önemli, görüntülerinizi herhangi bir ekstra yardım almadan kameradan izleyebiliyorsunuz. Sony a6300 HFR modunda 100 ya da 120fps hızında 25p ya da 24/30p kayıt alabiliyordu. Maalesef bu “Slow Motion” sayılmıyor.

4K Kayıt Sırasında 8MP’lik Fotoğraf

Panasonic’in 4K Photo Mode’undan ilham alan Sony, 4K ve Full HD formatta video kaydederken fotoğraf çekmek özelliğini Sony a6500 ile birlikte bize hediye etti. Bu dosyaların büyüklükleri ise 4K’da 8MP, Full HD’de 2MP. Sony a6300’de bu durumun gerçekleşmesi için post-prodüksiyon uygulamalarını kullanmak zorundaydık.

Geliştirilmiş Perde Mekanizması

Sony a6500 defalarca kez test edilmiş ultra dayanıklı perde mekanizmasıyla beraber geliyor. Bu mekanizma ona “Sony a6300’ten daha sessiz” olacağı gibi iddialı bir söz söyletiyor. Elastik malzemeden üretilmiş ve perdenin arkasına yerleştirilmiş fren sistemi sayesinde bir kuşu ürkütmeyecek sessizlikte çalışabiliyor. Hakkını yememek lazım, Sony a6300 de bir aynasız makine için gayet sessiz çalışıyordu, ama Sony a6500’le beraber standart başka bir seviyeye çıkıyor.

İyileştirilmiş Tasarım

Bir iskambil kağıdına tersten bakmak gibi; iki makineden hangisinin Sony a6500, hangisinin Sony a6300 olduğunu kestirmek çok güç. Önceki serilerindeki beğenilen tasarıma çok dokunmayan Sony, sadece yakından bakanların görebileceği değişiklikler yapmaya karar vermiş.

A6500, Sony’nin bir diğer jenerasyonu olan A7 serisinden birkaç tasarımı ödünç almış diyebiliriz. Bunlar; daha yumuşak vizör haznesi, tutuşu kolaylaştıran girintili gövde, deklanşör ve ayar tuşlarının büyümesi, C1/C2 ve C3 tuşlarının yerleştirilmesi. Tüm bu değişiklikler daha fazla kontrol ve hakimiyet anlamına geliyor.

Yenileştirilmiş Arayüz

Sony kullanıcıları makinelerinin arayüzlerinin karışık olduğu konusundaki eleştirilerden artık yorulmuştu. A6500 bu konuda kullanıcısının feryatlarını duymazdan gelmemiş ve daha kullanışlı bir arayüz yaratmaya çalışmış. Yeni menü sistemi daha organize duruyor ve bu yeni arayüzün a6300 gibi eski modellere de güncelleme yoluyla gelebileceği söyleniyor.

Yeni Ölçüm Modları ve Öntanımlı Otomatik Beyaz Ayarı

Yeni güncellemesiyle beraber Sony a6500 iki yeni ölçüm modu daha sunuyor. ‘Highlight’ yani parlak alanlara yönelik ilk ölçüm modu, parlak alanları absorbe ederken, ‘Entire Screen AVG’ kadrajdaki bütün alan için ortalama bir ölçüm yapmak için kodlanmış. Bir diğer enteresan gelişme ise Otomatik Beyaz Ayarı ile ilgili. Kendinizi akkor ampüllerin yandığı bir ortam bulduysanız ya da bambaşka bir kelvin seviyesinde aydınlatılmış alanda Standart, Ambience ( daha sıcak tonlar) ya da White ( daha beyaz tonlar) şeklinde ayrılmış üç renk tonunu otomatik olarak atayabiliyorsunuz.

Bir de müjde verelim; gelecek güncellemeyle beraber Sony a6300 de bu beceriye sahip olacak.

Bluetooth Bağlantısı ve Geliştirilmiş Uzaktan Kontrol Sistemi

A6500 ile birlikte kameranız artık daha ulaşılabilir olacak. WiFi ve NFC dışında QR Code kullarak da kameraya erişim mümkün. Ayrıca Bluetooth aracılığıyla mekan verilerini telefonunuza kaydedebiliyorsunuz. USB yoluyla bilgisayarınıza bağladığınız Sony a6500 SD kartın yanı sıra bilgisayarınıza da kayıt alabilecek. Ayrıca ister JPEG ister RAW+JPEG formatını da kullabileceksiniz.

BONUS: Aşırı Isınmaya Karşı Yeni Ayarlar

Auto Pwr OFF Temp Adını verdiği yeni sistemiyle Sony, size Standart ve Yüksek olarak iki seçenek sunuyor. ‘Yüksek’ seçeneğini seçtiğinizde ve kamera ısınmaya başladığında dahi peşi sıra iki tane 29 dakikalık video çekebileceksiniz. Bu düzenlemenin bir uygulama aracılığıyla yapıldığını düşününce Sony a6300 için güncellemesinin gelmesini beklemeden edemiyoruz açıkçası.

Sonuç

En büyük farkı sona sakladık. Sony a6300 fiyatı şu an 3.600 lira civarında. Sony a6500 fiyatı ise 1400 dolar olacağı duyuruldu. A6500, kendi segmenti, getirdiği yenilikler düşünülünce aynasız makine aşıklarının gözü kapalı alabileceği bir seçenek oluyor. Rakiplerini ve kullanıcı ihtiyaçlarını çok iyi takip eden Sony, her yeni makinesinde üzerine koymaya devam ediyor. İlk bakışta çok benzer duran bu iki makinede bile size yenisini almak için bir avuç dolusu neden sunuyor.

 

Önerilen İçerik: Sony a6300 vs Sony a6000 Karşılaştırması

 

Sonrası Sony A6500 vs Sony A6300 Karşılaştırması (10 Fark) Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Güçlü fakat her yere götürebileceğiniz kadar kompakt

Kılavuz numarası 43 (m, ISO100) çoğu anlar için yeterli güce sahip olduğu anlamına gelir.
Speedlite 430EX III-RT’nin ağırlığı yalnızca 295 g ve uzunluğu yalnızca 113,8 mm’dir, böylece çantanızda her zaman sığar.
Hazır AA pillerle çalışan flaş, tam güçlü flaştan sonra yalnızca 3,2 sn içinde tekrar dolar.

Canon 430 EX III-RT modeli özellikleri

• 2,4 GHz Kablosuz Radyo Transmisyon
• Canon E-TTL / E-TTL II ile uyumlu
• Numara Kılavuzu: 141 ‘ISO 100 ve 105mm de
• Odak Aralığı: 24-105mm (14mm Panel ile)
• Yukarıya doğru 90°
• 150° Sağ ve 180° Sol
• Çok Hatlı, Bounce Paneli, & Renk Filtresi
• Geri Yükleme Süresi: 0,1-3,5 Saniye
• Yüksek Hız, 1. ve 2. Perde Senkronizasyon
• 4 adet AA pil ile çalışır

Basit kontroller ve sezgisel ara birim

Speedlite 430EX III-RT’nin kontrolleri çoğu EOS fotoğraf makinesinin kontrollerini andırır. Kısayol kontrolleri önemli özelliklere erişim sağlarken kontrol tekerleği hızlı ayarlar yapmanıza olanak tanır. Kilit düğmesi ayarların yanlışlıkla değiştirilmesini engeller. LCD ekran bir bakışta ayarları ve çekim bilgilerini gösterir ve düşük ışık koşulları için aydınlatmalıdır.

İstediğiniz görünümü yaratmak için uzak flaş kullanın

Speedlite 430EX III-RT flaşlar ışığın farklı yönlerden gelmesini simule etmek için fotoğraf makinesinden uzağa da konulabilir.
Speedlite 430EX III-RT üniteleri Radyo frekans tetikleme kullanılarak 30 m’ye kadar uzaktan kontrol edilebilir ve fotoğraf makinesiyle doğrudan görüş gerektirmez. Yani daha çok yere konulabilmesi sayesinde daha fazla durum ve efekt yaratabilirsiniz.
Speedlite 430EX III-RT aynı zamanda optik tetikleme ile uzaktan kontrol edilebilir, bu sayede mevcut flaş düzeneğinize hemen uyum sağlar. Opsiyonel Speedlite Verici ST-E2 veya bazı EOS fotoğraf makinelerinde dahili olarak bulunan Entegre Speedlite Verici kullanılarak 10 m uzaklıktan çalıştırılabilir.
Her grubun gücünü ayrı bir şekilde kontrol ederek birden fazla flaşı gruplar halinde birlikte kullanın. Her grupta maksimum 15 flaş olmak üzere maksimum beş grup oluşturulabilir.

Yansıyan ışığı kullanarak etkileyici portreler çekin

Oynar flaş başlığı ışığın duvarlar veya tavanlar gibi geniş yüzeylerden yansıtılmasına olanak tanıyarak portreler için mükemmel olan yumuşak, gölgesiz aydınlatma yaratır.
Dahili yansıtıcı paneli nesnenin gözlerinde parlayan ışık etkisi yaratmak için kullanılarak nesnelerinizin ifadelerine hayat katın.
Işığı daha da yumuşatmak için birlikte verilen Yansıtma Adaptörünü takın. Cihazla birlikte ayrıca iç mekan ortam aydınlatması renkleriyle daha uyumlu olsun diye flaş çıkışının renk sıcaklığını yükseltmeyi amaçlayan renkli filtre de verilir.
Speedlite 430EX III-RT, flaş çıkışını kullanılan lensin görüş açısıyla eşleşmesi için zumlayabilir.

EOS Ailesinin bir parçası olarak diğer Speedlite cihazlarla entegre edilebilir

Speedlite 430EX III-RT’yi çoklu flaş düzeneğinin bir parçası olarak Speedlite 600EX-RT gibi diğer flaşlarla kullanın.
Speedlite 430EX III-RT’yi ST-E3-RT gibi bir flaş deklanşörüyle veya bir EOS fotoğraf makinesinin dahili Entegre Speedlite Vericisiyle birlikte fotoğraf makinesi dışında kullanın.

Çift kablosuz flaş tetikleme

Speedlite 430EX III-RT’nin radyo frekans veya optik tetikleme kullanılarak fotoğraf makinesi dışında çalıştırılabilmesi fotoğrafçılara müthiş bir çok yönlülük sağlar. Radyo frekans tetikleme kullanılırken flaşlar fotoğraf makinesinden 30 m’ye kadar uzağa konulabilir ve doğrudan görüş gerektirmez. Yani çok daha fazla konumda kullanılabilirler. Örneğin, pencereden çalıştırılmak suretiyle bir odanın dışında.
Optik tetikleme, dahili Entegre Speedlite Vericiye sahip EOS fotoğraf makinelerinin (örn. EOS 760D, EOS 70D ve EOS 7D Mark II) Speedlite 430EX III-RT‘yi ekstra ekipman gerektirmeden 10 m’ye kadar uzaktan çalıştırmalarına olanak tanır.

Ürünü güvenle satın almak ve incelemek için : Canon 430EX III-RT Flaş

Sonrası Canon Speedlite 430EX III-RT İncelemesi ve Teknik Özellikleri Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon 5D Mark IV özellikleri ve fiyatı itibariyle piyasa çıktığından bu yana epey spekülasyona yol açtı. 5D serisinin son halkası devrim niteliğindeki yenilikleriyle rakipleriyle ciddi bir yarışmanın zaten içinde. Aynı ailenin mensubu Canon 5D Mark III kullanıcıları ise yeni üyeyi merak etmenin yanı sıra onunla bir karşılaştırma içerisine girmiş durumdalar. 4 yıl sonra gelip evin güzel odasına yerleşen bu kardeş bakalım ağabeyinden ne gibi farklılıklara sahip.

Boyut

Boyut olarak gözle görülür bir fark görmek mümkün değil. Milimetre bazında bakıldığında, Mark III’ün daha büyük olduğu görülüyor. Canon, kullanıcı alışkanlıklarını dikkate almış ve onlara daha önce alışıp sevdikleri boyutu bozmamış.

Tasarım

Mark IV profesyonel kullanımın getirdiği bütün zorluklara dayanabilmesi için magnezyum alaşımdan oluşan bir tasarıma sahip. Bu sayede kötü hava koşullarında, hatta yağmurda dahi sizi yarı yolda bırakamıyor.

Sensör Boyutu

Bu başlıkta bir eşitlik görüyoruz. Full Frame CMOS sensöre sahip iki makinenin de sensör boyutu 36x24mm.

Ağırlık

Gövdeleri elinize aldığınızda ise gerçek bir değişim hissediyorsunuz. Canon 5D Mark III 950 gram ağırlığındayken, halefi Canon 5D Mark IV 150 gram daha hafif yani; 800 gram. Tabii bu sadece gövde için geçerli durum. Lensleri, bataryayı, hafıza kartını dahil ettiğinizde aradaki fark değişiyor, yeni dostumuz o kadar da hafif kalmıyor.

Megapiksel Sayısı

İşte Mark IV’ün bariz üstünlüğünün olduğu bir alan. Canon 4 yıllık hasretin karşılığını vermiş ve 5D Mark III’te 22.3 MP olan rakamı 5D Mark IV’te 30.4 MP seviyesine çıkarmış. Sadece bu bilgi bile birçok okuyucu için yeterli gelmiş olmalı.

İşlemci

Mark IV DIGIC 6+ görüntü işlemcisine sahip. Bu yenilik Mark III’teki DIGIC 5+ işlemciye oranla daha hızlı ve güçlü performans anlamına geliyor. Büyük dosyaları ve 4K videoyu kaydetmek DIGIC 6+ için çocuk işi.

Lens Girişi

Mark IV’te EF Mount lens girişi bulunuyor. Bu, kendisinden öncekilerle aynı girişi kullandığını ve bu sebeple onların kullandığı lenslerle uyumlu olduğu anlamına geliyor.

AutoFocus

İki makine de 61 AF noktasına sahip. Ancak Mark IV bunun dışında 41 adet Cross-Type, 5 adet de Double Cross-Type AF noktası barındırıyor. Cross-Type AF noktaları düşük ışıkta daha iyi netleme yapmamızı sağlıyor. Double Cross-Type ise bu teknolojinin daha gelişmiş hali. Cross-Type AF noktaları düşük ışık koşulları bir yana özellikle vahşi doğa fotoğrafçılığı yapanların için önemli bir eşik olan f/8 değerinde de netleme yapma şansı tanıyor.

Buffer Performansı

Gelen onca yeniliğe rağmen saniye başına çekebildiği kare sayısı bakımından Mark IV çok büyük bir fark yaratmıyor. Mark III’te 6 fps olan rakam, Mark IV’te 7 fps olarak karşımıza çıkıyor.

ISO Hassasiyeti

Rakamlarla kendini açıklıyor aslında. Mark III’te 25,600 olan baz ISO değeri 32,000 seviyesine çıkarılmış. Bu daha düşük ışık koşullarında çekim yapabileceğimiz anlamına geliyor. Kişisel deneyimimiz 12,800 ISO değerinde noise olmadığı yönünde.

4K Video

Videographerların beklediği gelişme; Mark IV30/25 ve 24 kare 4K video kaydı yapabiliyor. Mark III’te Full HD olan çözünürlük şu anki pazarda savaşacak seviyeye çıkarılmış. Önemli bir ayrıntı; Mark Iv 4K video kaydederken 1.74 crop çarpanına maruz kalıyor.

HD Video

Full HD yani 1080p video kaydını 30 ve 25 kare olarak yapabilen Mark III, aynı çözünürlükte 60 ve 50 kare çekim yapabilen Mark IV karşısında yenik düşüyor. Standart HD yani 720p kayıt rakamlarına baktığımızda ise fark daha da açılıyor. Mark IV 720p 100 ve 120 kare slow motion çekim yapabilirken Mark III cephesinde bu rakam 50 ve 60 kare barajında kalıyor.

Vizör

Birlik ve beraberlik rüzgarlarının estiği bir başlık daha. İki kamera da çekilen görüntü vizörde bir nokta dahi karçırmadan gösteriyor.

Dokunmatik Ekran

Sözlerime Mark IV’ün dokunmatik ekrana sahip olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Zira Mark III dokunmatik değildi ve yeni nesil kameralar için dokunmatik ekran olmazsa olmazlardan biri oldu. Ayrıca LCD çözünürlüğü olarak %60 oranında bir gelişme kaydeden Mark IV’ün ekranını 1.6 milyon nokta oluştururken Mark III’te bu rakam 1.040 milyon.

Ayrca Clear View II teknolojisine sahip Mark IV ile birlikte monitörünüzde küçücük bir yansıma dahi göremiyorsunuz.

Kayıt Formatı

İki kamera da JPEG ve RAW formatında kayıt yapabiliyor. Mark IV’ün kullanıcılarına hediyesi olan Dual Piksel RAW  teknolojisi sayesinde görüntü üzerinde mikro ayarlamalar, bokeh geçişleri ve gölgelenme azaltma gibi özellikleri kullanabiliyor olacağız.

Depolama Alanı

Bu başlıkta bahsedilecek bir yenilik yok. Mark IV de Mark III gibi SD ve CompactFlash üzerinden depolama yapıyor. Olaya iyi yönünden bakacak olursak; model yükseltseniz bile yeni bir kart almak zorunda kalmayacaksınız.

Wi-Fi

Sene 2016 ve eğer Mark IV WiFi özelliğine sahip olmasaydı Canon kullanıcıları isyan çıkartırdı. Ama neyse ki böyle bir sorunumuz yok; Mark IV WiFi üzerinden uzaktan kumanda edilebiliyor ve dosya aktarımı yapabiliyor. Mark III tüm bunları harici bir dönüştürücüyle yapabiliyordu.

GPS

Mark IV’ün üstün olduğu bir başlıkta GPS özelliği. Mark III’te bulunmayan ve yine harici bir dönüştürücü isteyen GPS, Mark IV’e fotoğraflara yer bilgisi girmeyi ve fotoğraflara time-code ekleyebilmemizi sağlıyor.

Batarya Ömrü

Nihayet Mark III’ün üstün olduğu bir başlıkla karşılaşabildik. Mark IV ile 900 kare çekim yapabilirken emektar Mark III 950 kareye kadar dayanıyordu.

Piyasa Çıkış Tarihi

Canon 5D Mark III raflara konduğunda takvim yaprakları Mart 2012’yi gösteriyordu. Aradan geçen 4 sene sonunda Canon 5D Mark IV Türkiye’de ilk fotografium.com üzerinden vatan topraklarında satışa çıktı.

Fiyat

Canon 5D Mark IV fiyatı 13,999 lira olarak belirlendi. Canon 5D Mark’ün şu anki gövde fiyatı 10,599 lira. Çıktığı sene 2012’te Mark III’ün fiyatı Mark IV ile aynıydı. Zaman içerisinde daha ucuzlamış olması beklenirdi ama hem pazarı henüz ucuzlamış değil hem de ülkemizde döviz kuru hiç olmadığı kadar yüksek seyrediyor.

SONUÇ

Canon uzun bir aradan sonra geliştirdiği modelinde devrim niteliğinde değişiklikler yaptı. Ağabeyi Mark III’e benzeyen onca yanı dışında Mark IV videographerların ufkunu açan 5D serisini daha ileri taşımak için geldi. Barındırdığı özellikleri ve fiyatıyla Canon 5D Mark IV eski modelleri nostaljik göstereceğe benziyor.

Canon 5D Mark IV satın almak için buraya

Canon 5D Mark III satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sonrası Canon 5D Mark IV vs Canon 5D Mark III Karşılaştırması Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.