Rode RodeLink Filmmaker Kit

Avustralya’lı mikrofon üreticisi Rode’un, piyasaya çıktığı tarihten ihtibaren özellikle fiyat-performans olarak farklı bir yere konumlanan Rode RodeLink Filmmaker Kit ürününü inceliyoruz.

Genel Özellikler

RodeLink’i diğer rakiplerinden ayıran en önemli farkı bağlantı için radyo frekansı yerine Wireless sinyal kullanmasıdır. Bu sinyal teknik açıklamasında “128-bit şifrelemeli, Seri II 2.4 GHz dijital transmisyon” olarak belirtilmiş. Bu sayede Filmmaker 100 metrelik mesafede bile frekansları devamlı tarayarak en güçlü sinyal seviyesini seçen kablosuz bir mikrofon sistemidir.

Bu kit üç temel parçadan oluşmaktadır. Bunlar: RX-Alıcı, TX-Verici ve broadcast seviyesinde Rode Lavalier mikrofondur. Ayrıca kutu içeriğinde Lavalier mikrofonu vericiye takabilmek için gerekli olan Rode Micon 1 adaptör, alıcıyı kamera veya ses kaydediciye bağlamak için kullanacağınız 1/8 Mini TRS kablo, windshield/rüzgarlık ve diğer aksesuarlar yeralmaktadır.

Ürünün özelliklerine ek olarak söyleyebileceğimiz bir diğer farklı yanı ise, içerisine gizlenmiş olan L şeklindeki 2 adet anten ile rakiplerine göre daha kullanışlı hale getirilmiş olmasıdır.

Kullanım

Kullanım yönünden RodeLink’i diğerlerinden ayıran ilk özellik, kullanımının rakipleri arasında en kolay olan ürün olmasıdır.

RodeLink ile sadece dijital fotoğraf makinalarıyla değil, farklı adaptörler kullanarak çeşitli portatif kaydedicilere, ses kartınıza bağlayarak bilgisayarınıza, tabletinize veya telefonunuza kayıt yapabilirsiniz.

RodeLink’in alıcısı 8 vericiyi desteklemektedir. Yani alıcının üzerinden kanal değiştirerek 8 ayrı vericiye kadar ard arda geçiş yaparak birden fazla kullanıcıdan ses alabilirsiniz. Verici üzerindeki ekrandan vericinin, alıcı üzerindeki ekrandan ise (Oled) hem alıcı hem de seçili olan vericinin pil seviyesini, ayrıca seçili olan kanal bilgisini görüntüleyebilirsiniz.

Hem alıcı hem de verici AA kalem pil ile ve USB ile beslenebilmekte ve alıcıda 0, -10, -20, vericide ise 0,+10 ve +20 dB’lik 3 ayrı ses seviye ayarı bulunmaktadır.

Özetle

Rode RodeLink Filmmaker Kit: gerek ses ve kablosuz iletişim performansı, gerek kolay kullanımı, gerekse fiyatı ile sektörde en çok tercih edilen ve incelenmesi gereken seçenekler arasında bulunan kablosuz mikrofon kitleri arasında yer almaktadır. Yakın bir tarihte ise herhangi bir el tipi veya boom (kondenser veya dinamik) mikrofonun altına takılabilen vericisi ve yine aynı alıcıyla kit haline getirilen Rode RodeLink Newsshooter Kit ürününün de ülkemizde satışa sunulması beklenmektedir.

İyi kayıtlar…

TEKNİK ÖZELLİKLER

Transmisyon tipi: 2.4 GHz sabit frekanslı atlamalı sistem

Sistem dinamik alanı: 112 dB

Menzil: 100 mt. kadar

Frekans aralığı: 33Hz – 22 kHz

Max çıkış seviyesi: 1 v Rms (2.8v P-p)

Max giriş seviyesi: 1 v Rms (2.8v P-p)

Max gecikme: 4 ms.

ALICI

Güç kaynağı: 2 adet AA pil veya microUSB

Anten: Dahili

Giriş: 3.5 mm TRS kilitli jack. Dual Mono

Giriş empedansı: 300Ω

Boyutlar: 111 mm x 65 mm x 52 mm

Ağırlık: 190 gr.

VERİCİ

Güç kaynağı: 2 adet AA pil veya microUSB

Anten: Dahili

Giriş: 3.5 mm TRS kilitli jack. Dual Mono

Giriş empedansı: 10kΩ

Boyutlar: 111 mm x 65 mm x 52 mm

Ağırlık: 190 gr.

Ürünü incelemek ve satın almak için : Rode RodeLink Wireless Filmmaker Kablosuz Mikrofon

Sonrası Rode Rodelink Filmmaker Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Video sektöründe hepimizin yakından takip ettiği DJI firması Ronin-M den sonra MX modelini piyasaya sürdü.

Ronin ve Ronin M modeline göre ilk göze çarpan kameranın bağlandığı kafes sistemi oluyor. Taşıma kapesitesinin 4.5 kg çıkmasıyla birlikte RED EPIC, ARRI ALEXA Mini ve birçok kamera ile çalışma imkanı sağlıyor.

Gimbal sistemlerinin en önemli kısmı olan Motor sistemlerinde de yenilik yapmayı unutmamışlar.Özellikle havadan kullanımda maruz kalınan yüksek ivme ve rüzgara karşı daha hassasiyetli olarak geliştirilmiş.

Aşağıdaki görseldende anaşıldığı gibi Pan Motoru 360° derece dönüşe imkan sunarken tilt motorunun hareket kabiliyetide

135° dereceye kadar artırılmış.(Bu değer Ronin’de -120 – Ronin M’de +105 idi.)

DJI’ın Ronin MX le birlikte  tanıttığı yeni Drone  Matrice 600 Hexacopter ile çekilen inceleme videolarına bakalım :

DJI Ronin MX Özellikleri

• Bağlantı uyumlu (crane kolu yada jib arm uyumlu bağlantı yuvası )
• DJI kumandası ile uyumlu çalışma
• Artırılmış hareket kabiliyeti
• Yeni M600 drone ‘a kolay bağlantı ve kurulum
• 3-Eksen Stabilizasyon
• 2.77 Kg toplam ağırlık
• 4.5 Kg Taşıma Kapasitesi (toplam ağırlık max. 10 kg)
• RED EPIC, ARRI ALEXA Mini ve birçok kamera için uyumlu
• Ön tarafa alınabilen batarya ile ileri hareketlerde iyileştirilmiş stabilizasyon
• Ronin-M den 50% artırılmış güç
• 3 farklı kullanım modu:  Upright, Underslung ve Briefcase
• “5 dakikada kurulum”
• $1,599 Tahmini yurt dışı fiyatı

Ürünü Güvenle Satınalmak için : www.fotografium.com

DJI Ronin MX  vs  Ronin M  vs  Ronin Çalışma Performansı Karşılaştırması

Sonrası DJI Ronin MX Ön İncelemesi Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon 1300D giriş seviyesi DSLR meraklıları için Canon 1200D’nin geliştirilmiş bir versiyonu olarak karşımıza çıkıyor. Canon 1300D, 1200D’deki birçok özelliği yine bünyesinde barındırdığı için Canon’un bu geçişini devrimden ziyade bir evrim olarak nitelendirebiliriz.

Fotoğraf çekmeye ufak adımlarla başlamayı düşünüyorsanız veya son model cep telefonlarınızda çektiğiniz fotoğraflar sizi kesmiyorsa ve “İsim Soyisim Photography” sayfası açma yolunda insanlık için küçük ama kendiniz için büyük bir adım atmak istiyorsanız en uygun fotoğraf makinelerinden birisi Canon 1300D.

Canon 1300D DIGIC 4+ (Canon 1200D Digic 4 işlemciye sahip) işlemcili 18MP APS-C sensör, 3fps seri çekim ve 12800 ISO hassasiyetine sahip. 30fps Full HD video çekebiliyorsunuz. Ayrıca çektiğiniz kısa videoları kamerada dahili olarak bulunan Video Snapshot modunda birleştirebiliyorsunuz.

3” sabit 920.000 noktalı LCD ekrana sahip olan Canon 1300D’de Canon 1200D’de olmayan Wi-Fi ve NFC özellikleri bulunuyor. Böylece çektiğiniz fotoğrafları kablosuz bir şekilde doğrudan cep telefonunuza veya tabletinize yollayabileceksiniz.

Canon 1300D’nin fiziksel özelliklerine bakınca 1200D’den pek de farkı olmadığını göreceksiniz. Düğmelerin konumları, kameranın ağırlığı ve boyutu hemen hemen aynı. Makinenin karbonfiber ve polikarbon karışımı gövdesi makineyi elinize aldığınızda sağlam bir his veriyor. Ergonomik açıdan da gayet kullanışlı olan Canon 1300D sadece bizim Ömer gibi büyük elleri olan kullanıcılarımız açısından hafif bir sıkıntı yaratabilir, ki o da kullanımı önemli ölçüde etkileyen bir sıkıntı değil.

Canon 1300D’nin ilk kez DSLR macerasına atılacak kullanıcılar için en büyük avantajlarından birisi kullanım kolaylığı. Bu açıdan Canon 1200D’ye kıyasla pek değişen bir şey olmadı ve bu bir avantaj. ISO ve Beyaz Dengesi düğmeleri yine arka panelde (Örneğin, bu düğmeler Nikon D3300’de bulunmuyor.) Diğer önemli çekim ayarlarını ise Q düğmesine basarak Hızlı Erişim’den yapabiliyorsunuz. Mod Kadranı’nda ise Gece Portresi, Yemek, Spor, Makro, Manzara ve Portre gibi çekim modları bulunuyor. Ayrıca Yaratıcı Otomatik modu var. Bu mod bildiğimiz Otomatik mod işlevi görmesinin yanı sıra arka plan bulanıklığını manuel olarak ayarlamanıza da imkan sunuyor. Diyafram Öncelikli Pozlama’yı öğrendiğinizde ise Yaratıcı Otomatik modu kullanmayı bırakabilirsiniz. Bütün bunlara ek olarak, Canon 1300D’nin mod kadranında yer alan diğer iki mod ise Video Modu ve Flaşsız Çekim Modu.

Canon 1300D’de Digic 4+ işlemcinin getirdiği en belirgin gelişmelerden birisi 1200D’ye oranla daha yüksek buffer kapasitesinin bulunması. Canon 1200D 3fps’de 69 kare çekebilirken, Canon 1300D 3fps’de 96 kare çekebiliyor. RAW formatında ise seri olarak 6 kare çekebiliyorsunuz.

Canon 1300D 30fps’de Full HD (1920×1080) çözünürlükte video kaydı yapabiliyor. Mod kadranını Video Modu’na getirip Live View düğmesine basarak video kaydına başlayabiliyorsunuz. Yukarıda bahsettiğim üzere, bir de Video Snapshot özelliği bulunuyor. Bu özellik sayesinde kamerayla 2, 4 ve 8 saniyelik kısa videolar çekip birleştirebiliyorsunuz.

1300D’nin en belirgin artılarından biri dahili Wi-Fi ve NFC özelliklerinin bulunması. Bu sistem Canon’un Camera Connect mobil uygulamasını kullanarak kameranızda çektiğiniz fotoğrafları doğrudan telefonunuza veya tabletinize aktarma imkanı tanıyor. Cihazınızı uygulamaya bağlamak ise çok zahmetsiz. Uygulama üzerinden makinenizin ISO hassasiyeti, pozlama telafisi vb özelliklerini kontrol edebiliyorsunuz. Çektiğiniz güzel kareleri anında sosyal medya hesaplarınızda paylaşıp layklara boğulasınız diye Canon 1300D fotoğrafları tam çözünürlüklerinde telefonunuza aktarıyor. (Uygulamayı linklere tıklayarak Play Store’dan veya Apple Store’dan indirebilirsiniz.)

Makinenin hızına gelecek olursak Canon 1300D’yi açıp bir kare çekmeniz yaklaşık 0.7 saniye sürüyor. Çektiğiniz görüntünün LCD ekranda görünmesi ise yaklaşık 2 saniye sürüyor. Odaklama hızı ise lens seçiminize göre değişiyor. Makineyle birlikte gelen lens ise Canon 18-55 IS II. Fotografium’dan satın aldığınızda yanında Çanta ve 8 GB Hafıza Kartı hediyeyle geliyor. Hangi lensi seçerseniz seçin Canon 1300D’de 9 noktalı odaklama sisteminin görüntü üzerindeki yayılımı düzgün olduğu için giriş seviyesi bir makineye göre oldukça keskin kareler elde edeceksiniz. Bu ardaa makinemiz LP-E10 bataryasıyla tek şarjda 500 kare çekebiliyor. İyi günlerde kullanın. Işığınız bol olsun.

ISO Testi

Canon 1300D Teknik Özellikleri

Canon 1300D Görselleri

…

15.200 fotoğrafsever bu linke tıklayarak Fotografium | Youtube kanalına abone oldu!

Sonrası Canon 1300D İnceleme ve Teknik Özellikler Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Çekim Modları ilk baktığınızda karmaşık gelebilir ama kameranızı biraz kurcalamaya başlayınca rahatlıkla anlayacağınız bir sistemdir. Bu süreci sizin için biraz daha kolaylaştırmak isteyerek bu yazıyı hazırladık. Afiyet olsun.

Günümüzde fotoğraf çekenlerin en büyük yardımcılarından biri olan Çekim Modları;  ISO, enstantane, diyafram, beyaz ayarı gibi seçeneklerin bir arada, çok daha efektif bir şekilde kullanımına imkan tanıyan, bir bakıma iş yükünüzü hafifleten bir asistan aslında. Bu asistan, sizin yerinize çantanızı, tripodunuzu taşıyamasa da bazı çekim koşullarında size yardımcı oluyor.

Analog fotoğraf makinelerinin yoğun kullanıldığı dönemlerde makinaların çoğu mekanik olduğu için çekim modu gibi kolaylıklar maalesef yoktu. Fotoğrafçılar, harici aletlerle pozlamaya bakıyor, ayarları atıyor ve fotoğrafı çekiyordu. Pozlamayı tahmin ederek yapmaya çalışanlar bile vardı. Bu yüce davada nice negatif telef oldu gitti. Fotoğraf makinelerinin dijitalleşmesiyle birlikte çekim modları fotoğraf literatürüne girdi. Artık fotoğraf çekmek hem kolay hem de çekici bir iş haline gelmeye başladı. Tabii birkaç basit modla başlayan bu süreç zamanla karmaşıklaşmaya başladı. Firmalar çıkardıkları ürünlerin özelliklerine göre bir çok modu makinelerine eklediler. Bu yazıda sizlere çekim modlarının ne işe yaradığını ve nerelerde kullanılması gerektiğini anlatmaya çalışalım. Fotoğraf makinelerimiz ortamdaki ışığı algılamak adına bazı ölçümler yapıyor ve bu ölçümleri pozometrenize yansıtıyor. Siz de pozometrenize bakarak ortamdaki ışık hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Bu bilgiyi kullanarak Diyafram, Enstantane, ISO, Beyaz Ayarı gibi değerleri ayarlamaya çalışıyorsunuz. Fakat her seferinde bu değerleri ayarlamak bazen anı kaçırmanıza bazen zaman kaybetmenize sebep olur. Bu sebepten dolayı makinenize  mod kadranı üzerinden bazı değerleri (bazen tüm değerleri) otomatik atama talimatı verebilirsiniz.

Manuel

Çekim modları üzerindeki en önemli seçenek Manuel seçeneğidir. Bu seçenek kadranın üzerinde genelde M harfi ile ifade edilir. Siz bu modu seçtiğinizde makinanızdaki tüm pozlama değerleri sizin yaratıcılığınıza bırakılır. Diyafram, enstantane, ISO, beyaz ayarı gibi değerleri tamamen kullanıcı ayarlar. Manuel çekim modu özellikle ileri seviye kullanıcıların artık fotoğraf makineleri üzerinde söz sahibi oldukları ve mevcut ışığa göre tüm ayarları kendilerinin yapabildikleri, deyim yerindeyse en profesyonel moddur.

Otomatik Mod

Otomatik mod makinelerimizde genellikle yeşil simgeyle ifade edilir. Bu çekim modunda bütün pozlama ayarları fotoğraf makinasına bırakılır. Yani diyafram, enstantane, ISO ve flaşı makine otomatik olarak ayarlar. Fotoğrafa yeni başlayanların çoğu bu modu kullanır. El mahkum Eğer fotoğrafçılıkta ilerlemek istiyorsanız bu moddan olabildiğince çabuk kurtulun. Hiçbir ayar yapmadan sürekli bu modu kullanırsanız fotoğrafçılığın tekniği hakkında hiçbir şey öğrenemezsiniz.

Portre Modu

Portre moduna geçtiğinizde kamera otomatik olarak küçük bir diyafram değeri seçer ve yalnızca portresini çekmek istediğiniz modele odaklanıp arka planı flulaştırır. Nasıl arka planı flu fotoğraflar çekebilirim? sorusunun kısmi cevabı bu modda yer alıyor. Ancak cevabın daha büyük kısmı lensinizin türünde saklı. Canon 50mm f/1.8 portre lensi kullanırken Portre Modu’nda tatminkar bir sonuç alabilirken, Canon 18-55mm kit lens kullanırken Portre Modu’nda “Benim neden arka planı flu püskevitlerim yok?” diye dert yanmanız kuvvetle muhtemel.

© Georgy Chernyadyev

Makro Mod

Genellikle börtü, böcek, çiçek ve bilumum küçük eşyaları çekmek için kullanılan bir moddur. Makro modda çekim yaparken ışık sıkıntısı yaşayabileceğiniz için harici ışık kullanırsanız daha tatminkar sonuçlar alırsınız. Makinenizin dahili flaşını kullanırsanız, ışık çekeceğiniz nesne üzerinde patlama yapacaktır. Bundan kaçının. Son olarak, kısa mesafelerde alan derinliği çok dar olduğu için netleme daha zordur ve bunu göz önünde bulundurarak çekim yapın.

© Abidin Faiz Nur

Manzara Modu

Bu mod tabiri caizse Portre Modu’nun tam tersidir. Makine Portre Modu’nda arka planı flu çekerken, Manzara Modu’nda her yeri net çekmeye çalışır. Bu modda diyafram değeri (f/22, f/16 vs gibi) daha yüksek, enstantane değeri daha düşüktür. Dolayısıyla çekim yaparken tripod kullanmanız daha sağlıklı olacaktır.

© Rob Dickinson

Spor Modu

Hareket eden nesnelerin ve kişilerin net görüntülerini elde etmek için kullanılır. Kamera enstantane hızını otomatik olarak yüksek tutar. Bazı kameralarda Aksiyon Modu olarak da geçer. Sağ kanattan bindiren Sabri’yi, paldır paldır koşuşturan evcil hayvanları, araçları, vahşi doğanın ürkek hayvanlarını çekmek için ışık koşullarının iyi olduğu ortamlarda bu mod tercih edilebilir.

© Agus Rahiem

Gece Çekim Modu

Gece Modu ışık miktarının yeterli olmadığı ortamlarda kullanılır. Kameranın enstantane ve diyafram değerini düşürerek uzun pozlamayla çekim yapmanızı sağlar. Gece Çekim Modu’nu kullanacaksanız mutlaka tripod kullanmanız gerekecektir. Aksi takdirde, bulanık bir kare edersiniz.

© Gerard McAuliffe

Bulb Modu

Bu mod makinalarımızda B simgesiyle ifade edilir. Fotoğraf makinalarımız diğer modlardayken genellikle en fazla 30 saniyelik pozlama yapar. Fotoğraf makinelerimizin en uzun süreli perde hızından daha da uzun perde hızı ile çekim yapmak istediğimizde Bulb çekim yöntemine başvururuz. Örneğin makinemizle 50 saniyelik bir pozlama yapmak istiyoruz. Bunu yapabilmek için bulb modunu seçmeliyiz.

© Elia Locardi

Bulb modunu seçip deklanşöre bastığınızda deklanşörü basılı tuttuğunuz süre kadar örtücü açık kalır, yani 50 saniyelik bir pozlama yapmak için deklanşöre 50 saniye basılı tutmanız gerekir. Tabii hiçkimse 45 saniye bir dakika elini deklanşöre basılı tutmak istemez. Bu sebeble firmalar bazı uzaktan kumandalar üretti. Bu uzaktan kumandalar sayesinde elinizi uzun süre deklanşöre basmak zorunda kalmadan da çok uzun pozlamalar yapabilirsiniz. Bu özellik genelde yıldız pozlama gibi uzun pozlama gerektirilen durumlarda kullanılır. Şunu hemen belirtelim ki, Bulb modunu kullanırken kesinlikle tripod kullanın. Eğer elde çekerseniz uzun pozlamanızda elinizin titremesinden dolayı oluşabilecek etkiler fotoğrafınıza yansıyacaktır.

Diyafram Öncelikli Mod

Bu mod makinamızda A veya Av sembolü ile gösterilir. Bu modu seçtiğinizde makine, diyafram hariç diğer bütün pozlama elemanlarına kendi karar verir. Siz bu modda sadece diyaframı ayarlayabilirsiniz. Bu mod genellikle alan derinliğinin önemli olduğu durumlarda kullanılır. Örneğin alan derinliği yüksek bir portre çekmek istiyorsunuz. Diyafram değerinizi 1.8 ayarladınız ve istediğiniz alan derinliğini elde ettiniz.

Bunun haricinde başka bir değerle uğraşmak istemiyorsunuz işte tam burada Av modu sizin yardımınıza koşuyor. Diyafram hariç bütün değerleri kendi ayarlayarak size çekim kolaylığı sağlıyor. Diyafram Öncelikli Mod özellikle fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için diyaframın alan derinliği üzerindeki etkisini öğrenme ve tecrübe etme doğrultusunda oldukça kullanışlı bir moddur.

Enstantane Öncelikli Mod

Makinalarımızda bu mod genellikle S veya Tv simgeleriyle gösterilir. Bizim için perde hızının önemli olduğu durumlarda kullanılır.  Bu modda makinamız diyaframı kendi ayarlarken perde hızını ise kullanıcıya bırakır. Özellikle hızlı hareket eden bir obje çekileceği zaman, hareketi dondurmak veya harekette devamlılık hissini vermek istediğimizde bu modu seçip fotoğrafımızı çekebiliriz.

Örneğin bir futbol maçında oyundan bazı kareler yakalamaya çalışıyorsunuz. Fakat oyun çok hızlı olduğu için manuel modda çekim yapmanız zor çünkü siz tüm değerleri ayarlayana kadar o anı kaçırabilirsiniz. İşte tam burada enstanetene öncelikli mod yardımınıza koşuyor. Siz daha önceden yüksek hızlı bir perde hızını seçip diyafram ve diğer pozlama elemanlarını makinaya bırakırsanız anı kaçırmadan kolaylıkla maçtan kareler yakalayabilirsiniz.

Program Modu

Bu mod makinelerimizde P simgesiyle gösterilir. ISO, beyaz dengesi, pozlama telafisi ve flaş gibi belirli değişkenlere müdahale edebildiğiniz; ancak enstantane ve diyafram değerlerini makinenin otomatik atadığı moddur. Yani diyafram ve enstantaneye bu modda müdahale edemezsiniz. Fotoğrafçılığa yeni başladıysanız ve sürekli otomatik modda çekiyorsanız fotoğrafçılığı daha iyi öğrenmek adına yavaş yavaş program moduna geçmelisiniz. Böylece beyaz ayarı, pozlama telafisi, ISO gibi değişkenleri çok daha iyi deneyimler ve anlarsınız.

Sonrası Fotoğraf Makinesi Çekim Modları (Canon, Nikon ve Sony İçin) Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Canon EOS 80D incelemesi ve teknik özellikleri itibariyle Canon’un orta sınıf segmentinde Canon 70D’nin ağabeyi niteliğinde bir makine. Ancak Canon 70D kullanıcılarını çok heyecanlandıracak büyük değişiklikler göremedik. Ya da hala Sony A6300‘ün etkisinde kaldığımızdan da olabilir bu etki yoksunluğu. O incelemeyi yaparken “Vay anam neler dönmüş, Serhat ya!” modundayken, Canon 80D incelememizde “Aman Ali Rıza Bey, ağzımızın tadı bozulmasın.” modundayız.

Muhtemelen yorumlarda gelecek sorulardan biri olan “Canon 70D kullanıyorum, Canon 80D’ye geçmeli miyim?” sorusuna peşinen cevap vererek başlayalım incelememize. Hayır. Orta sınıf bir makineden yine orta sınıf bir makineye geçmek için güncel modelin bir önceki modele göre çok daha kapsamlı geliştirmeleri olması gerekir. Önce elinizdeki Canon 70D’yi iliğine kadar sömürün ardından bir üst segmente geçersiniz. Ama giriş seviyesi bir makine kullanıyorsanız ve Canon 80D’ye geçiş yapmalı mıyım diye sorarsanız bu cevap KESİNLİKLE Evet olur.

Canon 80D’yi kendi akrabaları arasında bir sıralamaya koyarsak da, Canon 7D Mark II’nin altında, Canon 750D ve Canon 760D’nin hemen üzerinde konumlanmış diyebiliriz. Dediğimiz gibi Canon 70D’den Canon 80D’ye geçecek kadar geliştirme olmamış ama fotoğrafçılıkla halihazırda içli dışlı ve daha hızlı çekimler yapmak isteyenler için biçilmiş kaftan.

Pekala, bu devrik girizgahımızdan sonra makineyi incelemeye geçebiliriz. Canon 80D DIGIC-6 işlemci, 24 MP fotoğraf, saniyede 7 kare hızı, gelişmiş netleme sistemi ve üstün video özellikleriyle orta segmentte kendine yer bulan bir ürün. Makine maksimum ISO değeri açısından 25.600 ISO’ya kadar ulaşabilirken 45 nokta çapraz tip otofokus sistemi kullanılmış.

GÖVDE

Canon 80D’nin gövdesine bakılınca Canon 70D’sine oldukça benziyor. Tasarımı nispeten biraz daha köşeliyken, ön ve arka kısımda ergonomi açısından keskin hatlar kullanılmış. Ele alınca kaliteli bir makine olduğu hissiyatını veriyor. Ki öyle bir makine zaten.

Mod kadranında ise 2 ekstra mod seçeneği dikkat çeken bir değişiklik. C1 ve C2 modları. Ayrıca üst kısımda Yaratıcı Filtrelere ulaşabileceğiniz bir seçenek de yer alıyor. Yaratıcı filtre modunu seçtiğinizde çekim yaptıktan sonra filtre etkilerini LCD ekranda görebiliyorsunuz. Ancak vizör dijital olmadığı için filtre etkisini eşzamanlı olarak görmek mümkün değil.

Gövde de magnezyum alaşım kullanılmış ve makinenin toza ve neme olan dayanıklılığı özel yalıtımlarla daha da artırılmış. Video çekimler için kullanılan dahili stereo mikrofon makinenin sağ ve sol taraflarına, hoparlör ise hemen vizörün üzerine yerleştirilmiş. Video özellikleri itibariyle kulaklık ve mikrofon çıkışı Canon 80D için güzel bir özellik olarak dikkatimizi çekiyor. USB, HDMI ve Uzaktan Kumanda için de ayrıca çıkışlar bulunuyor.

HIZLI ODAKLAMA

Yukarıda belirttiğimiz gibi Canon 80D’de tıpkı 70D’deki gibi Çift Piksel CMOS AF sensörü bulunuyor.  Ancak Canon 70D’de 19 tane çapraz netleme noktası varken, Canon 80D’de 45 adet seçilebilir çapraz netleme noktası bulunuyor. Ek olarak, bu netleme noktalarının vizör üzerinde kapladığı alan 70D’ye göre daha da genişledi. Dolayısıyla Canon 80D’de daha hassas ve daha hızlı netleme yapma imkanınız olacak. Ve Çift Piksel AF sistemi sayesinde artık canlı izleme modunda sürekli otomatik netleme de yapabileceksiniz. Hareket eden objelere netleme noktasında gayet tutarlı sonuçlar veriyor.

Bir başka ön plana çıkan özelliği de Canon 1D Mark IV’ten hatırlayacağınız f/8 diyaframda netleme yapabilme özelliği. Canon 70D’de böyle bir özellik yoktu. f/8 diyaframdaki bir lensle netleme yapmanız mümkün değildi ancak Canon 80D’de 9’u çapraz tip olmak üzere 27 adet netleme noktasını kullanabiliyorsunuz. 45 netleme noktasının tamamını ise f/5.6 veya daha büyük diyafram değerlerinde kullanabiliyorsunuz.

MOTORLU PERDE SİSTEM

Canon 5DS serisinden ve Canon 7D Mark II’den aşina olduğumuz titreşim önleyici özellikli motorlu perde sistemi Canon 80D’de de karşımıza çıkıyor. Bu sistem sayesinde perde kapanırken içerideki motorlu sistemler devreye giriyor ve makine içinde meydana gelebilecek herhangi bir titreşim en aza indirilmiş oluyor.

DİJİTAL DÜZENLEME

Canon 80D ile çektiğiniz fotoğraflar üzerinde kamera içinde düzenlemeler yapabiliyorsunuz. Yaratıcı filtreleri kullanarak fotoğraflarınıza farklı tonlamalar katabilir, RAW’dan JPEG formatına dönüştürebilir ve fotoğrafın ebatlarını dilediğiniz şekilde croplayabiliyorsunuz. Ayrıca video çekimi esnasında da kullanabileceğiniz 5 farklı yaratıcı filtre seçeneğiniz bulunuyor.

Wi-Fi ve NFC

Son zamanlarda çıkan makinelerin olmazsa olmazı haline gelmiş Wi-Fi ve NFC özellikleri Canon 80D’de de mevcut. Bu özellikler sayesinde kablo zahmetinden kurtulup çektiğiniz fotoğrafları doğrudan akıllı telefonunuza veya tabletinize atabiliyorsunuz. Akıllı telefonunuza yükleyeceğiniz Canon’un ücretsiz uygulaması üzerinden de fotoğraflarınızı hem hızlı bir şekilde internette paylaşabiliyor, hem de kamerayı akıllı telefonunuz veya tabletiniz üzerinden kontrol edebiliyorsunuz.

RGB+IR(Kızılötesi) ÖLÇÜM SİSTEMİ

Daha önce Canon 750D/760D sisteminden aşina olduğumuz 7560 RGB+IR ölçüm sistemini Canon 80D’de de görüyoruz. Bu gelişmiş ölçüm sistemi sayesinde Canon 80D ten tonlarını çok daha tutarlı bir şekilde ayarlarken, nesne ile insan arasındaki farkı algılayıp o doğrultuda netleme yapıyor.

DİĞER ÖZELLİKLER

• HDR Çekim Modu
• Timelapse Çekim Modu
• Çoklu Pozlama Çekim Modu
• Bulb Çekim Modu
• Anti-Flicker Özelliği

VİDEO ÖZELLİKLERİ

Canon video noktasında 4K beklentilerine Canon 80D’de yer vermemiş. Ancak herhangi bir crop olmadan Full HD 60fps video kaydı yapabiliyor. Video esnasında AF hızını 10 farklı kademede değiştirebiliyorsunuz. Netliği ise ister kilitleyebiliyor, ister arkadaki nesnelere geçiş hızını ayarlar üzerinden belirleyebiliyorsunuz. Yine daha önce bahsettiğimiz gibi video çekimi esnasında 5 farklı yaratıcı filtre kullanabiliyorsunuz. Video kaydını ise dilerseniz MOV formatında, dilerseniz de MP4 formatında yapabiliyorsunuz.

Sonrası Canon 80D İncelemesi ve Teknik Özellikleri Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

“An’ın Avcısı” lakaplı, haber fotoğrafçılığını sürrealist tarzıyla sanata dönüştüren ve şu ana kadar çektiği fotoğrafların yaklaşık 20 tanesinin gerçekten iyi olduğunu söyleyen mütevazi efsane Henri Cartier-Bresson!

Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edin!

Sonrası Henri Cartier-Bresson Portfolyosu Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Şehirlerin şehri İstanbul isimli fotoğraf albümü çıkarmış, askerlere çiçek uzatan bir kızın konu olduğu “Çiçek Çocuk” fotoğrafıyla popüler olmuş ve “Fotoğraf inandırıcı olmaya uğraşmamalıdır. O dünyayı değiştiremez, dünyayı gösterebilir, özellikle de değiştiği zamanlarda.” diyen bir diğer efsane Marc Riboud.

Sonrası Marc Riboud Portfolyosu Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Violet ve Archie çifti Güney Afrika’daki bir Safari Parkı’na gitmişti. 60 yaşındaki Violet çitalarla hatıra fotoğrafı çektirmek için çitaların yanına gitti. Bu sırada iki çita kadının üstüne atladı ve kadının boynundan ısırdı. Fotoğrafçı kardeşimiz Archie ise eşinin kurtulmasına yardım etmek yerine hızlı hareket eden çitaların saldırı hamlelerini daha iyi yakalamak için muhtemelen enstantane değerini ayarlıyordu. Neyse ki, kadının sağlık durumu iyi.

Kaynak: karar.com

Bizi Takip Edin!

Sonrası Karısı Parçalanırken O Fotoğraf Derdindeydi! Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Nikon D500 inceleme, Nikon D500 teknik özellikleri ve Nikon D500 fiyatı hakkında kapsamlı bir incelemeyle daha karşınızdayız. Sanırım şu aralar, kamera üreticilerinin merakla yeni model bekleyen kullanıcılarına model numarası konusunda feyk atması bir trend haline geldi. Nikon meraklıları Nikon D300S’e bir güncelleme olarak D400 beklerken yine bir feyk yiyerek karşılarında Nikon D500’ü buldular. Bu feyklerden bir benzerini geçenlerde Sony, A6000’den sonra A6300 modelini çıkararak atmıştı. Neyse, canları sağ olsun

Kupon Kodu: D500

Bildiğiniz gibi, Nikon D300S’ten sonra epey durulmuştu ve pazar payını rakiplerine kaptırmıştı. Nikon D300S’le umduğunu bulamayan Nikon, D7000 kategorisine geçmişti. İşte Nikon D500 ve Nikon D5 böyle bir ortamda gökten zembille iner gibi indiler ve muhtemelen Nikon’un kaybettiği pazar payını toparlamasına epey faydaları olacak.

Nikon D500 bir DX model (Croplu Model) olmasına rağmen Nikon’un profesyonel, full-frame ve çok daha pahalı olan Nikon D5 modeliyle ortak yönleri var. Neler aynı?

• İşlemci,
• Odaklama Sistemi,
• Aynı Sayıda Piksel,

Nikon D500’ün 20.9 milyon olan piksel sayısı Nikon’un diğer APS-C sensörlü kameralarındakinden daha az. (Nikon D7200’de bu sayı 24 milyon pikseldi.) Ancak Nikon yaptığı açıklamada D500’deki sensörün Nikon’un full-frame modeli olan Nikon D5’teki sensörle aynı kaliteyi verecek şekilde tasarlandığını belirtti. Nikon D500’ün ISO aralığı ise 100 ila 51,200 arasında, ve 1.640.000 ISO’ya kadar genişletilebiliyor. Görünen o ki, Nikon bu yıl ISO değerlerinde epey artışa gitmiş.

Nikon D500’de saniyede 10 kare seri çekim yapabilmesini sağlayan muhteşem bir EXPEED 5 sensör var. Ve Nikon D5’in aksine, Nikon D500 tam 29 Dakika 59 Saniye 4K çekim yapabiliyor. Peki Nikon D500’ün 4K çekim süresi neden 30 dakika değil de, 29 dakika 59 saniye olarak belirlenmiş? Cevabı bilenler yorum kısmında belirtsinler. Daha interaktif bir ortam yaratalım.

Nikon D500’de 99’u daha hassas çapraz-tip sensör olmak üzere toplam 153 AF (Otomatik Odaklama) noktası var. Bütün AF noktaları -3 pozlamada dahi çalışırken, merkezdeki AF noktaları -4 pozlamaya kadar çalışıyor. Bu da düşük ışık koşullarında çekim yapacağınız zaman öpüp de başınıza koyacağınız harika bir avantaj.

Nikon D500 yapı itibariyle elinize aldığınızda, “şap şap” vurduktan sonra olgun olduğunu anladığınız Diyarbakır karpuzu gibi bir yapıya sahip J Gerçekten elinize aldığınızda sağlam bir makine aldığınızı hissettirip içten içe mutlu hissettiriyor. Gövdenin magnezyum alaşımdan oluşan, ön tarafın ise magnezyum alaşıma ek olarak karbon fiberle güçlendirilmiş bir yapısı. Ayrıca, Nikon D500 sert hava koşullarına dayanıklı bir şekilde üretildiği için manzara fotoğrafçıları için çok uygun bir kamera olmuş.

Yine son zamanlarda çıkan çoğu DSLR gibi Nikon D500 de Wi-Fi ve NFC özelliklerine sahip. Yani Nikon’un SnapBridge uygulamasını kullanarak çektiğiniz görüntüleri telefonunuza kablosuz aktarabiliyorsunuz. Uygulama şu an için sadece PlayStore’da yer alıyor. AppleStore için de yakında çıkacak. Ayrıca Nikon D500 ile tek şarjda 1240 kare fotoğraf çekebiliyorsunuz. Bu da, nereden baksan güzel, nereden baksan harika. Her gün çok fazla sayıda fotoğraf çekmiyorsanız ikinci bir pil almanıza bile gerek kalmayabilir.

Netleme süresi gün ışığı altında çok hızlı ama tahmin edeceğiniz üzere düşük ışık koşullarında netleme süresi gün ışığına göre nispeten biraz daha uzun. Sadece zifiri karanlıkta netleyememe gibi bir kusuru var ki, kulağa kadı kızından daha kusursuz geliyor. Çekeceğiniz nesne 153 AF noktasının kapsam alanındaysa Nikon D500’ün güçlü netlik takibi de spor ve vahşi yaşam fotoğrafçıları için biçilmiş kaftan.

Nikon D500’ün JPEG görüntüleri çok çeşitli çekim koşulları için harika bir imkan sunuyor. Birçok farklı tarzda çekimler yapan hobi fotoğrafçıları için uygun bir kamera olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

 JPEG formatındaki görüntülerde renkler güçlü ve dolgun. Böyle söyleyince de şampuan reklamı metni gibi oldu. Detayları görünce fazlasıyla tatmin olacaksınız. Birçok kamera için yüksek sayılabilecek ve pikselleri kumlanacak ISO değerlerinde çözünürlüğü son derece iyi. Nikon D500 1.640.000 ISO’ya kadar çıkabilse de, 102,400 ISO değerinin üzerinde çekilmiş kareler amiyane tabirle çöp halini alıyor. “Kalitesi çok da önemli değil, ben kareyi bir şekilde elde edeyim.” diyorsanız tabii bu değerin üzerine çıkabilirsiniz.

Sonuç olarak, Nikon D500’ü çok bekledik ama beklediğimize değmiş görünüyor. “Fotoğrafçılık konusunda epey yol kat ettim. Genel olarak da çok çeşitli ortamlarda çekim yapıyorum.” diyorsanız Nikon D500 tam size göre. Özellikle profesyonel spor ve vahşi yaşam fotoğrafçıları da gönül rahatlığıyla Nikon D500’ü alabilirler. Ayrıca aşağıda Nikon D500’le aldığınızda Voltran’ı oluşturacak ekipmanları da size sunduk.

Kamera Görüntüleri:

ISO Testi

Nikon D500 İçin İdeal Ekipmanlar:

Nikon 10-24mm f/3.5-4.5G ED

Nikon 16-80mm f/2.8-4E ED VR

Nikon 200-500mm f/5.6 ED VR

Nikon SB-500 Speedlight Tepe Flaş

Kararınızı verdiğinizde geriye tek bir şey kalıyor: sipariş vermek. Sadece blogumuzdaki bu inceleme yazısını okuyan kullanıcılarımıza özel bir güzellik yapıp 80TL İndirim Kuponu sunuyoruz. Kupon kodunu yazının başında göreceksiniz. O kupon kodunu ödeme esnasında kullanıp 80TL indirim kazanabileceksiniz. Şimdiden güle güle kullanın.

Bizi Takip Edin!

Sonrası Nikon D500 İncelemesi (80TL İndirim Kuponlu)| Fotografium Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Fotoğrafçılık Hileleri; fotoğrafseverlerin fotoğrafçılığı daha keyifli hale getirmek için kullandığı 7 farklı tekniği tek bir videoda toplayıp beğeninize sunduk.

KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN: http://ow.ly/7ncn300sPaH

Sonrası Fotoğrafçılık Hileleri | Fotografium.TV Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Fotografium olarak ÜCRETSİZ fotoğrafçılık eğitimlerimize başladık. İlk dersimizde ISO-Diyafram-Enstantane şeytan üçgenini daha sevimli ve anlaşılabilir kılmaya çalıştık. Umarız beğenirsiniz. Keyifli seyirler

https://fotografium.com/

Bizi Takip Edin!

Sonrası 3 Dakikada ISO, Diyafram, Enstantane | Fotografium.TV Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

“Portre çekimi için hangi lensi tercih etmeliyim, hangi ekipmanları almalıyım?” minvalinde müşterilerimizden bize çok soru geliyor. Biz de bu sorulara daha derli toplu cevaplar verebilmek adına böyle bir seriye başladık.

Portre Çekimi, Makro Çekim, Ürün Çekimi ve Düğün Çekimi gibi konularda, marka ve seviye bazında uygun ekipman grupları oluşturduk. Söz gelimi, fotoğrafçılığa başlayalı çok olmadı ama fark ettiniz ki, portre çekmek istiyorsunuz. İlk aldığınız kamera Canon ve diğer ekipmanlar da Canon uyumlu olsun istiyorsunuz, veya sadece marka takıntınız var ve her şeyin Canon olmasını istiyorsunuz. Bu durumda doğru yerdesiniz. Aşağıda listeleyeceğimiz ekipmanlar Başlangıç Seviyesi‘ne uygun Canon Portre Çekim Ekipmanları.

ÖZEL ÇEKİM KATEGORİLERİNİN TAMAMINI İNCELEMEK İÇİN LİNKE TIKLAYIN!

Canon Kameralar

1- Canon 750D

2- Canon 700D

3- Canon 1300D

4- Canon 100D

Canon Lensler

1- Canon 50mm 1.8 II Lens

2- Canon 50mm 1.8 STM Lens

3- Canon 75-300mm f/4-5.6 USM Lens

4- Canon 55-250mm f/4-5.6 IS STM Lens

Portre Çekimi İçin Işık Ekipmanları

1- Canon Speedlite 430EX II Flaş

2- Tepe Flaşı İçin Softbox Seti

3- Pixel X800C Kablosuz Tepe Flaşı

4- Shanny SN-E3-RF Flaş Tetikleyici

5- 100cm Reflektör

Portre Çekimi İçin Tripodlar

1- Digipod TR588V

2- Slik 350 EX Monopod

3- Benro T-800EX Tripod

Diğer Ekipmanlar

1- Canon BG-E8 Battery Grip

2- SanDisk 32GB Hafıza Kartı

3- Transcend USB 3.0 Kart Okuyucu

4- Canon LP-E8 Batarya

Portre Çekiminde Kullanılabilecek Filtreler

1- Kaiseberg 52mm UV Filtre

2- Kaiseberg 52mm UV Filtre

3- Kaiseberg 52mm Polarize Filtre

4- Kaiseberg 58mm Polarize Filtre

Sonrası Portre Çekimi İçin Uygun Ekipmanlar (Canon – Başlangıç Seviyesi) Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

“Portre çekimi için hangi lensi tercih etmeliyim, hangi ekipmanları almalıyım?” minvalinde müşterilerimizden bize çok soru geliyor. Biz de bu sorulara daha derli toplu cevaplar verebilmek adına böyle bir seriye başladık.

Portre Çekimi, Makro Çekim, Ürün Çekimi ve Düğün Çekimi gibi konularda, marka ve seviye bazında uygun ekipman grupları oluşturduk. Söz gelimi, fotoğrafçılığa başlayalı çok olmadı ama fark ettiniz ki, portre çekmek istiyorsunuz. İlk aldığınız kamera sony ve diğer ekipmanlar da uyumlu olsun istiyorsunuz, veya sadece marka takıntınız var ve her şeyin sony olmasını istiyorsunuz. Bu durumda doğru yerdesiniz. Aşağıda listeleyeceğimiz ekipmanlar Başlangıç Seviyesi‘ne uygun Sony Portre Çekim Ekipmanları.

ÖZEL ÇEKİM KATEGORİLERİNİN TAMAMINI İNCELEMEK İÇİN LİNKE TIKLAYIN!

Sony Kameralar

1- Sony A58K

2- Sony A6000

Sony  Lensler

1- Sony SAL 50mm f1.8 Lens

2- Sony SAL 85mm f2.8 Lens

3- Sony SEL 50mm f1.8 Lens

4- Sony SEL 55-210mm f4.5-6.3 OSS Tele Lens

5-  Sony SEL 35mm f/1.8 Aynasız Lens

Portre Çekimi İçin Işık Ekipmanları

1-Sony HVL-F43M TTL Flaş

2- Tepe Flaşı İçin Softbox Seti

3- 100cm Reflektör

Portre Çekimi İçin Tripodlar

1- Digipod TR588V

2- Slik 350 EX Monopod

3- Benro T-800EX Tripod

Diğer Ekipmanlar

2- SanDisk 32GB Hafıza Kartı

3- Transcend USB 3.0 Kart Okuyucu

4-Sony NP-FW50 Batarya

Portre Çekiminde Kullanılabilecek Filtreler

1-Kaiseberg 49mm Filtre Kit

2-  Kaiseberg HD 55mm UV Koruyucu Filtre

3-  Kaiseberg HD 55mm Polarize Filtre

Sonrası Portre Çekimi İçin Uygun Ekipmanlar (Sony– Başlangıç Seviyesi) Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Samyang 8mm F/3.5 lens, geniş açı da (Baklık gözü), kaliteli ve keskin fotoğraflar çekmek  isteyen ama bütçesi çok olmayan kullanıcıların tercih edebileceklerin en iyi lens.  Kaliteli yapısı, güven veren fotoğrafları ile oldukça başarılı olan lensin  fotoğraflarına baktıkça hayran kalacaksınız. Samyang 8mm Lens Minimum f/3.5 değeri maksimum F/22 değerlerini alabiliyor ve 6 diyafram bıçağı bulunuyor. Canon ve Nikon bayonet ‘leri olan lenste Af motoru içermez. Netlemeyi Manuel  yapmak gerekir. İyi Seyirler.

Lensi incelemek için tıklayın. Samyang 8mm f/3,5 Lens

Samyang 8mm f/3,5 Lens ile Çekilmiş Fotoğraflar

Sonrası Samyang 8mm f/3,5 Lens ile Çekilmiş Fotoğraflar Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

DJI Matrice 600 incelemesine hoş geldiniz. Drone pazarının en büyük üreticisi olan DJI firması gelmiş geçmiş en güçlü drone’unu DJI Matrice 600‘ü üretti. Bu yazıda neler bulacaksınız? DJI Matrice 600 inceleme, DJI Matrice 600 teknik özellikler, DJI Matrice 600 fiyatı ve yazının sonunda indirebileceğiniz bir DJI Matrice 600 kullanım kılavuzu olacak.

DJI endüstriyel ve profesyonel kullanıma yönelik ürün yelpazesini genişletmeye devam ediyor. Bu doğrultuda tamamen profesyonelleri hedef alan DJI Matrice 600 geçtiğimiz aylarda Las Vegas’ta her yıl düzenlenen NAB fuarında tanıtıldı. Sony, Canon, Nikon, Black Magic ve RED gibi kamera üreticilerinin profesyonel kameralarıyla tam uyumlu olan DJI Ronin MX’in kullanılabildiği DJI M600 LightBridge 2 standardına sahip, 5 kilometrelik bir menzili var, 6 kg’a kadar ağırlık taşıyabiliyor ve 60fps 1080p görüntüyü kablosuz olarak aktarabiliyor.

DJI Matrice 600 6 pervaneli bir multikopter ve bünyesinde her pervane için bir batarya bulunuyor. M600 DJI’ın 4K RAW video çekebilen, Micro 3/4 lenslerin kullanılabildiği son teknoloji Zenmuse gimballeri ve kameralarıyla uyumlu. Örneğin, Zenmuse X5 takılmış bir DJI Matrice 600 35 dakika boyunca havada kalabiliyor. Uçuş süreleri elbette Ronin MX’e takılmış kameraların ağırlığına göre değişiyor. Örneğin, Ronin MX’e RED gibi 2.5 kiloluk bir kamera takıldığında Matrice 600 16 dakika boyunca havada kalabiliyor.

DJI, Matrice 600’de yeni uçuş kontrol sistemi A3‘ü kullandı ve kullanıcıların halihazırdaki sistemi A3 Pro olarak yükseltebilmeleri için de seçenek sundu. Pro versiyonunda ekstra olarak 3 adet GPS modülü daha ekleyebiliyorsunuz. Bu modüller DJI’ın Real-Time Kinematic teknolojisiyle (Bu teknoloji de bir başka opsiyon olarak sunuluyor.) birleşince santimetre bazında mükemmel bir konumlandırma imkanı sağlıyor. Bu teknolojiyle birlikte, DJI Matrice 600 bir sahneyi bazen defalarca çekmesi gereken bir film yönetmeninin oluşturduğu rotayı çok minik sapmalarla takip edebiliyor ve bu da elbette yönetmenlerin işini büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Ayrıca A3 Pro’ya yükselttiğinizde verilerin aktarım hızı çok daha hızlı noktalara ulaşıyor.

DJI M600’de LightBridge 2 teknolojisi kullanılmış. Peki nedir bu LightBridge teknolojisi? LightBridge teknolojisi, drone’un kilometrelerce uzaklıktan yüksek kalitede videoların canlı aktarımına imkan sağlayan bir teknoloji. Bu özellik DJI GO uygulamasıyla kullanılabiliyor. Ayrıca, DJI GO uygulaması üzerinden Zenmuse X serisi kameraları da kontrol edebiliyorsunuz.

DJI Matrice 600 Menzil

Boş bir alanda karşısında herhangi bir engel bulunmayan şartlarda DJI M600 5 kilometrelik bir menzile sahip.

DJI Matrice 600 Uçuş Süresi

• DJI Zenmuse XT ile kullanıldığında  37 dakika.
• DJI Zenmuse X5 ile kullanıldığında 35 dakika.
• DJI Zenmuse + Sony A7 ile kullanıldığında 30 dakika.
• Ronin MX + RED kamera ile kullanıldığında 18 dakika.

DJI Matrice Batarya

DJI Matrice 600‘de tam olarak 6 adet DJI TB47 batarya bulunuyor. DJI Inspire için üretilen DJI TB48 bataryalar da kullanılabiliyor.

DJI Matrice 600 Fiyatı

DJI Matrice 600 fiyatı şu an için DJI’ın resmi sitesinde 4.599 dolar olarak görünüyor. Ülkemizdeki fiyatı henüz belli değil.

DJI Matrice 600 Kullanım Kılavuzunu indirmek için tıklayın.

Sonrası DJI Matrice 600 İnceleme ve Teknik Özellikler Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

“Portre çekimi için hangi lensi tercih etmeliyim, hangi ekipmanları almalıyım?” minvalinde müşterilerimizden bize çok soru geliyor. Biz de bu sorulara daha derli toplu cevaplar verebilmek adına böyle bir seriye başladık.

Portre Çekimi, Makro Çekim, Ürün Çekimi ve Düğün Çekimi gibi konularda, marka ve seviye bazında uygun ekipman grupları oluşturduk. Söz gelimi, fotoğrafçılığa başlayalı çok olmadı ama fark ettiniz ki, portre çekmek istiyorsunuz. İlk aldığınız kamera nikon ve diğer ekipmanlar da nikon uyumlu olsun istiyorsunuz, veya sadece marka takıntınız var ve her şeyin nikon olmasını istiyorsunuz. Bu durumda doğru yerdesiniz. Aşağıda listeleyeceğimiz ekipmanlar Başlangıç Seviyesi‘ne uygun nikon Portre Çekim Ekipmanları.

ÖZEL ÇEKİM KATEGORİLERİNİN TAMAMINI İNCELEMEK İÇİN LİNKE TIKLAYIN!

Portre Çekimi İçin Başlangıç Seviye Nikon Kameralar

1- Nikon D5200	2- Nikon D5300	3-Nikon D5500	4-Nikon D3300

 Portre Çekimi İçin Nikon Lensler

Portre fotoğrafçılığı için en ideal ve akla ilk gelen lens 50mm 1.8 dir Nikon kullanıcılarının bir çoğu 35mm 1.8’i de tercih ediyor çünkü daha geniş ve aynı diyafram aralığında bir lens.35mm diğer lenslere göre arka planı tam öldürmeden güzel bir alan derinliği vermekte.Bütçenize ve çekeceğiniz açıya göre sabit  veya tele lensleri tercih edebilirsiniz.

(Nikon 50mm 1.8 il çekilmiş bir portre fotoğrafı © Jonas Hafner Exif : 50mm /ƒ/2.5/1/640s/ISO 100)

1-Nikon 50mm f/1.8G Lens	2-Nikon 35mm f/1.8G Lens	3-Nikkor 55-200mm f/4-5.6G AF-S IF-ED VR II Lens	4-Tamron 70-300mm VC f/4-5.6 Di USD Lens

Portre Çekimi İçin Işık Ekipmanları

 Portre ve düğün çeken her fotoğrafçının çantasında kesinlikle olması gerektiğini düşündüğümüz reflektör ve tepe flaşı ile daha profesyonel portreler çekebilirsiniz .

Taşıması ve kullanması kolay olduğu için her zaman yanınızda taşımanızda fayda vardır, zira piknikte mangal harlamak için kullananlar , düğün fotoğraflarında  papyon olarak kullananlarda var

1-Nikon SB-500 AF Speedlight Tepe Flaşı	2-Tepe Flaşı İçin Softbox Seti	3-Pixel X800N Kablosuz Tepe Flaşı	4-100cm Reflektör

Portre Çekimi Tripodlar

Tripod olmadan da portre çekerim diyebilirsiniz fakat;

• VR si olmayan tele bir lens kullanıyorsanız
• düşük enstantane de (akşamları) çekim yapıyorsanız
• Uzun pozlamalı portreler çekecekseniz
• Kadrajı bozmadan çekim yapacaksanız. Düğün hikayelerinde çok işe yarıyor

© Rj Kern

1- Digipod TR588V	2-Slik 350 EX Monopod	3-Benro T-800EX Tripod

Diğer Ekipmanlar
1-SanDisk 32GB Hafıza Kartı	2-Transcend USB 3.0 Kart Okuyucu	3-Nikon EN-EL14A Batarya

Portre Çekiminde Kullanılabilecek Filtreler
1-Kaiseberg 52mm UV Filtre	2- Kaiseberg 52mm Polarize Filtr	3-Kaiseberg 52mm UV Filtre	4-Kaiseberg 58mm Polarize Filtre

Sonrası Portre Çekimi İçin Uygun Ekipmanlar (Nikon– Başlangıç Seviyesi) Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Fotoğraf sanatçısı Ahmet Yasir Karakaş yaptığı yıldız pozlamaları ve Ilgaz Time Lapse videosuyla adını duyurmuştu. Ilgaz Time Lapse II den sonra 3 yıl üzerinde çalıştığı ve toplamda 7000 kareden oluşan bu muhteşem Ankara Time Lapse Filmini hazırladı. Nasıl ve hangi ekipmanlarla hazırladığı merak edenleri unutmadı ve  bir yazı hazırladı

Ankara Timelapse Film Hakkında

İstanbul için bir çok time lapse filmin olmasına rağmen Ankara da bu tarz çalışmalar yok denecek kadar azdı. Ilgaz II Timelapse filmimden sonra fırsat buldukça Ankara’da çekimler yapmaya başladım. Amacım Ankara’ya yakışacak güzel bir time lapse filmi hazırlamaktı. Toplamda 7000 fotoğraf kullandım ve çekimler 3 yıl sürdü. Projeye başladığımda time lapse in konseptini gece görüntülerinden oluşmasına karar verdim. Çünkü insanların ilgisini en iyi bu şekilde çekebileceğimi düşünüyordum. Gece çekmenin bazı dezavantajları olası değil. bazen ıssız ve tekin olmayan yerlerde tek başınıza 2-3 saat beklemeniz gerekiyor   Ama çıkacak sonuç için insanın gözü onları görmüyor bile… Bir hatırlatma olarak şunu söyleyeyim. Çekimleri umuma açık yerlerde gerçekleştirdim. Anıtkabir de çekim için izin sıkıntısı vardı. istediğim saatte çekim yapamayacağım için Anıtkabir’den tek bir açı alamadım. Gündüz çekmiş olduğum başka bir time lapse videomda Anıtkabir’de hyper lapse yapmıştım. Sayfamdan bakabilirsiniz (facebook.com/KarakasPhotography)

Umarım beğenirsiniz iyi seyirler.

Nasıl Çekildi?

Ankara Time Lapse Film hakkında konuşmadan önce kısaca time Lapse hakkında dilimin döndüğünce bilgi vermek istiyorum.

Time Lapse sizinde bildiğiniz gibi Türkçe’de ‘zaman atlamalı çekim’ anlamına geliyor. Kısaca Uzun sürede gerçekleşen hareketlerin hızlandırılmış halidir. Time Lapse’i iki şekilde yapmak mümkün. Birincisi video çekmek, ikincisi ise fotoğraf ile. Ben fotoğrafı çekmeyi tercih ediyorum. Video çekip hızlandırmamızın bolca dezavantajı vardır. Bu dezavantajları şöyle sıralayabiliriz:

1-Bir saatlik zaman dilimini time lapse şeklinde kaydetmek sitersek  bir saat boyunca video çekmemiz gerekmekte. Bu çekeceğimiz videoyu 4K çektiğimizi düşündüğümüzde boyut olarak korkunç rakamlar ortaya çıkar. Her bir açı için 1 TB lık HDD ye ihtiyaç duyarız. Bir time lapse filmi için ortalama 30 TB lık bir depolama alanı anlamına geliyor.

2-4K video montajı için çok güçlü bilgisayarlara ihtiyaç vardır.

3-Her kamera 4K video çekmiyor ve çekenlerde çok pahalılar.

4-Video ile gece uzun pozlama yapamayız.

Bu maddeleri göz önüne aldığımızda fotoğraf çekerek timelapse yapmak daha mantıklı oluyor. Fotoğrafta da tek problem Shutter problemi. Ama sıraladığım diğer maddeler gibi çok sıkıntı olmayacak bir konu. Ben 3 yıldır aktif olarak time lapse yapmama rağmen Shutter sayım sınıra ulaşmadı bile.

Ekipmanlar

Timelapse çekimi aslında çok kolaydır. Makinemize ilave olarak Tripod ve Timer Kumandaya ihtiyacımız var. Daha profesyonel bir iş için ise Slider ve  ND filtre vb. ekipmanlar kullanmak gerekiyor.

Çekim Tekniği

Biz sinemada bir film izlerken saniyede 24 kare görürüz. 1 saniye=24 kare fotoğraf demektir. Bu mantıktan yola çıkarak çekeceğimiz timelapse in kaç fotoğraftan oluşacağını bulabiliriz. 10 saniyelik bir görüntü istiyorsak 240 adet fotoğraf çekmemiz gerekmekte. her bir fotoğraf arasında 3 saniyede aralık verdiğimizi hesaba katarsak  16 dakika yapar. Yani biz 16 dakikalık bir zaman dilimini 10 saniye gibi kısa bir süreye indirmiş oluruz. İki fotoğraf arasında vereceğimiz aralık duruma göre değişkenlik gösterir. Eğer çekeceğimiz ortamda hareket çok az ise aralığı uzun tutarız (10 sn gibi). ama tersi bir durumda da aralığı kısa tutarız (1-3 sn gibi).

Fotoğrafları İşleme

Yapmış timelapse in yarısı çekim sırasında ortaya çıkıyorsa diğer yarısı da editleme aşamasında ortaya çıkıyor. RAW olarak çektiğimiz fotoğrafları işlemek için Lightroom ve Lr Timelapse programlarını kullanıyoruz. Fotoğrafları işledikten sonra isterseniz LR Timelapse programından direk video çıktı alabiliyorsunuz. Ben Fotoğrafları Jpeg olarak kaydedip daha sonra After Effects ile birleştirmeyi tercih ediyorum. Son olarak da Premier ile tüm kurgunun montajını yapıyorum.

Ekipmanlar:

–Nikon D5100 Body

–Nikkor 18-55 AF-S Kit Lens

–Tokina 11-16 DX II ATX Lens

–Tamron 70-300 VC Lens

–Slik 400DX Tripod

–JYC Timelapse Kumandasını

Kullanılan Programlar:

-Lightroom , Lr Timelapse, After Effects,Final Cut Pro, Premier

Facebook : Ahmet Yasir Karakaş

Diğer Videoları : Vimeo 

Sonrası Ankara 4K Timelapse Film Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Bu akşam (11 Ağustos akşamı ile 12 Ağustos sabahı arası ) göktaşı yağmurlarının en popüleri olan Perseid Meteor Yağmuru  gerçekleşecek.Kış aylarında havanın kapalı olduğu için görünmeyen meteor yağmurları açık yaz günlerinde rahatlıkla görünüyor. Bu meteor yağmurunu popüler eden şey 100’e yakın göktaşı yağmurunun rahatlıkla görünebilir olması.12 ağustos en yoğun olduğu gün ve 12-13 ağustos geceside görüleceği söyleniyor.

Nereden Daha İyi Görebiliriz?

Karanlık… Mümkün olduğunca karanlık bir yerden izlemekte fayda var.Şehir ışıklarından uzak ve yüksek bir tepeye çıkın sırtınız çimle yaslayın ve görsel şölenin keyfini çıkartın Eğer yüksek bir tepeye çıkamıyor , yada şehir ışıklarının olmadığı karanlık bir alana geçemiyorsanız Gözünüze gelen ışıklar sizi engelleyeceği için etrafınızdaki tüm ışık kaynaklarını engelleyerek gözünüzü karanlığa alıştırın, bunu elinizle yada başınıza uzunca bir kutu geçiştirerek yapabilirsiniz.

Saat Kaçta Görebiliriz?

Özellikle havanın karanlık olduğu her saat olabilir ama en güzel gece yarısı görünmektedir.

Nereye Bakmalıyız?

Perseus  takımyıldızı gece yarısı Kuzeydoğu bölgesinde bulunuyor. Fakat bu sadece başlangıç noktası (kapak fotoğrafında görüldüğü gibi). Dolayısıyla her yönde onları görmeniz mümkün.

Teleskoba, dürbüne ihtiyacım var mı?

Bir göktaşı yağmurunu izlemenin en keyifli olayı hiçbir ekipmana ihtiyaç duymamanız. Hatta ekipman kullanmamanız gerekiyor. Çünkü bu olay saniyeden de kısa süreli bir olaydır. Siz daha evet gördüm deyip dürbünü çevirene kadar yanıp gider. En güzeli, en geniş alanı görebileceğiniz şekilde uzanıp tüm gökyüzünü seyretmektir.

Fotoğrafını çekebilir miyim?

Eğer bir üçayak(tripod) ve DSLR bir kameranız varsa fotoğraflarını çekebilirsiniz. Kameranızı en geniş açıya, düşük bir ISO değerine getirip pozlama süresini BULB moduna alın. Kamerayı titreştirmeden (süre ayarlı) olarak çekim yapın, kadraja bir göktaşı girdiğinde durdurun. Yıldızlar 10 saniye sonra uzamaya başlayacaktır, fakat kuyrukluyıldızın kayma çizgisini görebilirsiniz. Bunun için en geniş açıda çekim yapmanızda fayda var.

Detaylı bilgi için: Yıldız Pozlama / Nasıl Yıldız Fotoğrafı Çekilir?

Ülkelere göre zamanını buradan bakabilirsiniz.

Görsel şöleni kaçırmayın derim, yanınızda bir sevdiceğiniz varsa bu ana sizinle  tanıklık edecek şanslısınız, yoksa eğer  üzülmeyin fotoğrafçıların kaderinde olan bir durum, haydi ekipmanları toplayın bu gece uzun pozlama var

Son olarak çektiğiniz fotoğrafları facebook fotoğraf grubumuzda paylaşırsanız seviniriz

Sonrası Perseid Meteor Yağmurları 2016 Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Nikon D3400 özellikleri ve fiyatı itibariyle Nikon’un fotoğrafçılığa yeni başlayacaklar için çıkardığı giriş seviye bir DSLR fotoğraf makinesi.

Nikon D5’i çıkarıp da sevenleri fiyatıyla yüzleştiğinde yürekleri kan ağlamıştı. Hala bile makinenin görsellerini bakıp efkarlanan insanlar olduğu haberlerini alıyorum. Bu durum karşısında duyarsız kalamayan iyi kalpli Nikon, “Her eve bir DSLR” politikası dahilinde Nikon D3400’ü piyasaya süreceğini duyurdu. Çifte davullar çalmadan, çoşkulu halaylar çekilmeden önce bir durup makinenin özelliklerine şöyle bir göz gezdirelim. Yazının altına da uzun ve detaylı bir liste bırakacağım.

24.2 megapiksel CMOS sensör ve EXPEED 4 işlemciye sahip olduğunu hemen söylemek istiyorum. Çünkü bu veriler bize makinenin belli bir tatmini yaratacağını söylemiş oluyor. Ayrıca Nikon, beyaz dengesi ve gece performansı konusunda da iyileştirme yaptığını ekliyor ki bu; aynı segmentteki makinelerde yaşadığımız sorunlarla karşılaşmayacağımız anlamına geliyor.

Gövdesi karbon fiber bileşimden oluşuyor ve 395 gram ağırlığında. Bu hem güven, hem de konfor demek.

“Bana ISO’dan bahset, video kalitesi hakkında konuş.” dediğinizi duyar gibiyim, hemen başlıyorum. 100 – 25,600 ISO aralığında fotoğraf çekebileceğiz, 11 adet AF noktasıyla doyasıya otomatik netleme yapabileceğiz ve sevgili dostlarım; 5 kare sürekli çekim özelliğiyle biz de artık anı yakalayabileceğiz.

Video konusunda DSLR’lar ciddi aşama kaydettiler. Nikon D3400’den de belki çok daha fazlası bekliyor olabilirsiniz ama bu küçük ve tatlı makine size 60 kare 1080p video kaydetme şansı tanıyacak. Evet belki size sinemalarda bile gösterebileceğiniz büyüklükte videolar kaydedemeyecek ama birlik olursanız kısa film festivallerinden sizi eli boş döndürmeyecek.

Paylaşmak İçin Çekenlere Özel: SnapBridge

Telefonlarımızda çektiğimiz fotoğraflar bizi tatmin etmiyor, DSLR’la çektiklerimizi de alıp sosyal medyaya servis etmek zaman alıyor. Evet, bu artık ciddi bir problem ve firmalar da buna karşılıksız kalamıyor. Nikon da D3400’e SnapBridge özelliğini eklemeyi ihmal etmemiş ki; bizler Instagram’da kimselerden geri kalmayalım, Twitter’da fava muhtaç olmayalım. Minik bir bilgilendirme olarak Wi-Fi bağlantısının olmadığını, Bluetooth LE ile işimizi halletmemiz gerektiğini söylemeliyim.

Mahallemizin yeni çocuğu D3400’le ilgili yeni bir bilgi daha veriyorum ve eminim bunu duyduktan sonra siz de benim gibi ona daha çok ısınacaksınız. Nikon bu makinesinde AF-P DX Nikkor adını verdiği yepyeni özel lens serisini kullanmış. Bu lensleri özel kılan şey ise oldukça sessiz motorlara sahip olmaları, yani karda yürüyüp izlerini hiç belli etmemeleri.

Son olarak fiyatı hakkında da biraz konuşalım. Eylül ayının ilk haftalarında satın almaya başlayabileceğimiz D3400’ün AF-P DX Nikkor 18-55mm f/3.5-5.6 G VR lensin de içinde bulunduğu paket fiyatı 650 dolar olacak. AF-P DX Nikkor 70-300mm f4.5/6.3 G ED lense talip olursanız fiyat 1000 dolara çıkacak. Aradaki bu fiyat artışı kafanızı karıştırdığıysa şöyle bir bilgi vereyim; Nikon titreşim azaltma özelliği olan 70-300mm lensi tek başına almak isterseniz sizden 400 dolar istiyor.

Sözlerime burada son verirken Nikon ailesinin bu yeni ferdine kendim ve ekip arkadaşım adına hoşgeldin diyorum. Bir an önce elimize ulaşmasını ve incelemesini yapıp sizinle paylaşmayı diliyorum. O zamana kadar bu tatlı makina görselleriyle avunup aşağıdaki listeyi okuyalım ve kendisiyle çekeceğimiz güzel fotoğrafların ümidiyle Eylül ayını bekleyim.

Nikon D3400 Fotoğrafları

Nikon D3400 Özellikler

Sonrası Nikon D3400 İncelemesi – Nikon’dan Yeni Giriş Seviye DSLR Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.

Sony firması, Sony A6300’le Sony A6000’e sarılmış, ona bağlı kullanıcıları yeni teknolojinin güzellikleriyle cezbetmeye çalışmış ve bu konuda da doğru hamleler yapmış. Özellikle hareketli objeleri çekmek isteyecek ve videografi anlamında çalışma yapacak kullanıcıların, barındırdığı özellikleri de hesaba katacak olursak, uygun fiyatıyla A6300’ü seçmemesi yanlış bir tercih olur. Güncel bir metaforla kapanışı yapabiliriz; hepimiz Charmender’ı çok sevdik ama Charizard’ı görenler ilk görüşte aşkın ne demek olduğunu öğrendiler.

Yukarıdaki görsele bakın. “İki resmin arasındaki 7 farkı bulunuz” testleri gibi değil mi? Sony’nin sahibi A6300’ü eline aldığında mühendisleri odasına çağırmış ve “ Hani yeni bir şey yapacaktınız? Siz çocuk mu kandırıyorsunuz?” demiş olabilir, ki bu isyanında haklı da olabilir. Bundan on sene önce bizim gözü açık esnafımız size A6000’i A6300 diye paketleyip gönderebilirdi ama neyse ki teknoloji gelişti ve biz ikisinin arasındaki farkları oturup araştırabiliyoruz. Bu ikiz kadar benzer gövdeli makinenin iç dünyaları sizin için araştırdık; bakın aslında ne kadar da farklılar.

Yenilenmiş Sensör

Özellikleri Megapiksel sayfasından okumaya başlayanlar için; iki makine bu konuda yenişemiyor diyebiliriz. A6000 24.3 MP değerine sahipken genç kuzeni A6300 24.2 MP. Ama koskoca Sony boş durmamış, yeni makinesini iyileştirilmiş BIONZ X işlemciyle desteklemiş, bunu da bakır kaplama bir çip yardımıyla yapmış. Bu çip A6300’e AF noktası sayısında da inanılmaz bir güç katmış ama bu konuya birazdan geleceğiz.

ISO Performansı

Güneş ışığından sıkılmış, gecenin verdiği bohemi resmetmeyi seven fotoğrafçılar makinenin ISO aralığını deklanşör tuşundan bile önemli kabul eder oldu. A6000 bu konuda 25,600 ISO değeriyle belli bir tatmin yaratıyordu ama A6300 100-51,200 ISO aralığında çalışabilmesiyle selefine güzel bir darbe vurmuş. İnanmadık, gittik test ettik ve gördük ki; A6300 bu ISO değerlerinde standartların dışında, daha az noise sorun çıkarıyor. Gecemizi aydınlattığı için A6300’e teşekkür ediyoruz.

Seri Çekim Performansı

Bilimle, fizikle uğraşanlar bilir, ışık hızından dolayı elektronik cihazlarımız aktarma konusunda bir gecikme yaşarlar. Telefonla televizyon programına bağlanıp “Televizyonunuzun sesi kısar mısınız?” uyarısına maruz kalmış kişiler aslında teknolojinin mağdurlarıdırlar. Aynalı makinelerde görüntü önce aynaya gelir ve oradan yansıyıp vizörde kendini gösterir. Aynasız makinelerin dezavantajı ise aynalı makinelere göre yavaş kalmalarıdır. Görüntü işlenip vizöre yansıdığı için gecikme yaşarlar ve bu nedenle boyunları hep büküktür.

Özellikle yüksek hızda seri çekim yapanlar bu konudan çok şikayetçidir, vizörde gördükleri ile konu arasındaki gecikmeden ötürü sorunlar yaşarlar. A6300 11 kare seri çekim yaparken hala bu sorunu yaşıyor ama 8 kare çekim yaptığınızda sizi geçmişe bile götürecek kadar hızlı bir aktarım sağlıyor. Bunu yaparken destek aldığı XGA Tru-Finder 2.36M-Nokta OLED elektronik vizörün önünde saygıyla eğiliyoruz. A6300 bu bahsettiğimiz özelliğiyle dünyada bir rekor sahibi; “ Dünyanın En Hızlı Netleyen Fotoğraf Makinesi, Sony A6300” (Alkış efekti…)

Geliştirilmiş AutoFocus Sistemi

Sony, A6000’ü piyasaya sürdüğünde aslında bir devrim yaratmıştı; 0.06 saniyede netlik yapabiliyordu ve bunu duyanlar kulaklarına inanamamıştı. Çünkü bu özelliğiyle en hızlı netlik yapan makine olma ünvanını ele geçirmişti. Ama hükümranlığı çok uzun sürmedi. Kendisini üreten eller geçen zamanda boş durmadı ve A6000’de kullandığı 4D FOCUS™  Hybrid Autofocus’u geliştirdi. A6300 bu yeni donanımıyla kimselerin geçilebileceğini ummadığı rekoru kırdı ve 0.05 saniyede netlik yapabilme becerisi kazandı. Bu hikaye bize Formula-1’in efsane ikilisi Michael Schumacher – Rubens Barrichello’yu hatırlattı. Yarışı sonuna kadar önde götüren sempatik Barrichello varışa yaklaşırken Schumacher’e geçilmişti ama kazanan Ferrari olmuştu. Podyumda iki makineyi de görüyoruz ama artık “Dünyanın En Hızlı Netleyen Makinesi Sony A6300.” Bu gurur senin Sony.

Faz Algılamalı AF Odak Sistemi

Sony iki makinesinde de faz algılamalı sistem kullanıyor ama bir makinesini bu konuda biraz kayırmış gibi duruyor. A6000’de 25 kontrast 169 nokta faz algılamalı AF sistemi bulunuyor. A6300’ün 169 konrast 425 nokta faz algılamalı AF sistemi var. Bu; net olmayan alanı bulmak için ciddi bir çaba sarfetmek gerektiği anlamına geliyor.

Sessiz Çekim Modu

A6000’e olan aşkından Mecnun’a dönmüşlerin bile reddedemediği bir şey var ki; o da shutterının çıkardığı kulak tırmalayıcı ses. Bu durumu kabul etmek istemeyenleri A6300’ü eline alıp kullanmaya davet ediyorum. Parmak ucunda yürür gibi, uyuyan bir bebeği ürkütmeyecek sessizlikteki shutterı 3 saniyeye kadar ses çıkarmadan çekim yapmaya imkan veriyor. Olmazsa olmaz bir özellik olduğunu tartışanlar olabilir ama kullanıcılarının yüzündeki mutluluk görmeye değer.

4K Video Kaydı ve 120fps Ağır Çekim

Bu konuda karşılaştırma yapmak bile anlamsız olabilir. Çünkü A6300 4K 30 kare video çekmeyi başararak bu başlıkta üstünlüğünü hemen ortaya koyuyor. A6000’de FULL HD 50 kare çekim yapabilirken bunu nimet sanmak, yerini minik bir hüzne bıraktı. A6300 sadece 4K video çekmekle de yetinmiyor; FULL HD formatında 120 kare slow motion görüntü kaydederek hepimizin hastası olduğu o yavaşlatılmış videoları oluşturabilmemizi sağlıyor. Bitti sananlar, hayır bitmedi. A6300’le S-log3 renk profilinde ham ve inanılmaz yüksek dinamik aralıkta video kaydedebiliyorsunuz. Bu şu demek; kurgu aşamasında görüntüleriniz üzerinde dilediğinizce düzenleme yapabilme şansına sahipsiniz demek.

Geliştirilmiş Dizayn, İşlevsellik ve Gövde Ergonomisi

Giriş kısmını alıp buraya kopyalayabilirim. İki makinenin gövdesi inanılmaz derecede birbirine benziyor. İki makineyi belli bir mesafeye koyup “ Hangisi A6300” diye bir oyun oynamanız bile mümkün. Ama iş ciddiye bindiğinde elbette ki farklar var. Toza ve neme karşı koruma sağlayan magnezyum alaşımla kaplı gövde A6300’de bir miktar geliştirilmiş. Suya karşı hala %100 bir koruma sağlamıyor ama bununla yetinmemek de nankörlük olur. Gövde ağırlığını karşılaştırmak için de hassas teraziye sahip olmak gerek neredeyse. A6000 344 gramken, A6300 404 gram. Tuşların dizilimi de birbirine benziyor ancak bariz bir fark var ki, kullanıcı dostu olma konusunda Sony’nin ne kadar çalışkan olduğunu anlayabiliyoruz. A6000’de fonksiyonları çalıştırmak için özel 7 tuş bulunurken A6300’deki 9 özel tuşla çok daha çabuk ayar yapabiliyorsunuz.

Güncellenmiş EVF ve LCD

Yukarıda bahsettiğimiz bir özelliği yeniden ele alıp A6300’ün bambaşka bir güzelliğinden daha bahsedelim. Sony yeni modelinde XGA Tru-Finder 2.36M-Nokta OLED elektronik vizör kullandı, bu A6000’deki vizörün evrim geçirmiş hali. Peki ne işe yarıyor diye sorarsanız; A6000’de vizördeki görüntüyü 1.4 milyon nokta oluştururken A6300’de 2.4 milyon nokta gibi uçuk bir rakamla karşılaşıyoruz. Bir de üstüne vizörün kare hızının 120 kare çıkarılması gibi bir özellik görüyoruz ki, mutluluktan gözlerin yaşarmaması mümkün değil.

Profesyonel Ses Kayıt Desteği

Rakibine karşı acımasız davranan A6300 son darbeyi de ses kayıt teknolojisiyle vuruyor. A6000’de sadece stereo ses kaydı yapabilirken, A6300 kayıtçısının verdiği avantajla ve harici aparatlar yardımıyla XLR tandanslı mikrofonların girişine imkan tanıyor. Video işleriyle uğraşan kullanıcılar şu an ayakta ve coşkuyla alkış tutuyorlar. Çünkü bunun ses kalitesi açısından ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Sony, A6300’le A6000’e sarılmış, ona bağlı kullanıcıları yeni teknolojinin güzellikleriyle cezbetmeye çalışmış ve bu konuda da doğru hamleler yapmış. Özellikle hareketli objeleri çekmek isteyecek ve videografi anlamında çalışma yapacak kullanıcıların, barındırdığı özellikleri de hesaba katacak olursak, uygun fiyatıyla A6300’ü seçmemesi yanlış bir tercih olur. Güncel bir metaforla kapanışı yapabiliriz; hepimiz Charmender’ı çok sevdik ama Charizard’ı görenler ilk görüşte aşkın ne demek olduğunu öğrendiler.

YouTube’daki Ücretsiz Fotoğrafçılık Eğitimi serimizden istifade etmek isterseniz BU LİNKE tıklayabilirsiniz.

Sonrası Sony A6300 vs Sony A6000 Karşılaştırması Blog Fotografium ilk ortaya çıktı.